temmuz 2005
UFUK TURU
BBP Genel Baflkan› Muhsin Yaz›c›o¤lu Türkiye gündeminde yer alan sorunlar› AK‹T'e de¤erlendirdi.
DEMOKRAKRAS‹ ASKER‹ BÜROKRAS‹N‹N JEST‹D‹R
******Türkiyede Demokrasi afla¤›dan yukar› do¤ru mücadele edilerek kazan›lm›fl de¤ildir.Ülkemizde demokrasi askeri bürokrasinin sivil halka bir jesti gibidir.
HALK DEMOKRAS‹YE SUSAMIfiTI
******Halk l946lara
kadar yaßamÝß olduÛu antidemokratik, baskÝcÝ, dayatmacÝ
zihniyetin ve tek partili ynetimin bunalÝmÝnÝ aßmak aÝsÝndan da bir fÝrsat olarak
grdü¤ü kendisine bahfledilmifl olan demokrasiyi kabul etti.
RANT‹YEC‹LER‹N PAY KAPTIRMA KORKUSU D‹KTAYI DAVET ED‹YOR
******* Rekabetsiz bir ortamda devletin elinde
toplanmÝß olan ekonomik rantlarÝ kullanabilenler
karßÝlarÝnda kendileri ile rekabet edecek pazarlardan yararlanmasÝ pay almasÝ endißesi karfl›s›nda öfkeye kap›l›yorlar,ellerindeki bu avantÝji kaybetmek istemiyorlar.bundan dolayÝ
bunlar lkede gerilim meydene getirerek demokrasiye mdehale ettiriyorlar var olan
bir takÝm carpÝklÝklarÝ derinleßtirerek taraflar oluyturup bunlarÝ atÝßtÝrmak suretiyle
gergin ortamlar olußturuyorlar.Bu atÝßma ortamlarÝndan bunalan halk da sorunlarÝnÝ
šzecek yönetim Askeri yönetim dahi olsa
onu kabulleniyor.Yani askeri yšnetimler halka zorla da olsa kabul ettiriliyor.
DEMOKRAS‹ PUT DE⁄‹LD‹R
*********Asl›nda Demokrasi aßÝrÝ idealize
ettiÛimiz veya putlaßtÝrdÝÛÝmÝz rejim deÛildir. Ancak varolanlarÝn ierisinde en az zararlÝ olan
rejim demokrasidir.Demokrasi btn sÝnÝrlarÝ belirlenmiß bir iksir gibi toplumun
hemen imesiyle kurtulacak birßey deÛildir.
HAYAL‹ KORKULARLA ORDU S‹YASETE ÇEK‹L‹YOR
**********Türkiye'de baz› çevreler kendi kafalar›ndan muhayyel birtak›m tehdit unsurlar› oluflturuyorlar.,"Millet bölünüyor","Devlet y›k›l›yor","Türkiye ortaça¤ karanl›¤›na bürünüyor" gibi vehimlerle milletimizin en güzide gücü olan ordu asli görevinden al›narak siyasetin arac› haline getiriliyor.Bir kesime karfl› bir kesimin kulland›¤› bir sopa durumuna sokulmak istenmektedir.Bunu Balkan Harbi öncesinde yapm›fllard› ve arkas›ndan Balkan bozgununa u¤rad›k. Daha halen toparlanam›yoruz.Demeki orduyu siyasetin içine
çekmek ülkeye yap›lacak en büyük kötülüktür.
DARBEYE SEBEP M‹LL‹ ‹RADEDEN TAV‹Z
*******Millet iradesi ile iktidara gelmifl olanlar›n biraz da milletin verdi¤i hakk› ve hukuku korumas› laz›md›r. Bu iradeyi ortaya koyamayanlara ne kadar güzel yetkiler verirseniz verin ne kadar iyi bir sistem getirirseniz getirin o zaman dayatmalar karfl›s›nda boyun e¤ecektir .Boyun e¤di¤i için de demokrasimiz böyle "alaturka askeri demokrasi" anlay›fl›yla kör topal bir flekilde yürüyecektir.
KADINI EV‹NE HAPSETMEK ‹ST‹YORLAR
*********Bana göre Türkiyede baflörtüsü zulmü tam skolastik ortaça¤ kafas›yla yürütülüyor.Ortaça¤da biliyorsunuz Avrupa'da cad› avc›lar› vard›.Bunlar cad› avlarlard›. O cad›lar asl›nda kimyac›lard›,bilimle u¤raflan insanlard›.Bunlar bilimle u¤raflt›klar› için deneyler yap›yorlard›. Labaratuvarda deney yaparken kaplardan ç›kan fokurtular sihirsazl›k olarak de¤erlendirilip tutuklanarak içlerindeki kötülükler gitsin diye iflkenceye tabi tutulurlard›.Galile dünya dönüyor diye idam edilmek istenmifltir. fiimdi bu dönemde de baflörtülüler ile ilgili bir cad› avc›l›¤›na ç›k›lm›flt›r.Üniversitede okuyan bir k›z›m›z t›p fakültesinin biricisi oluyor dekan kalk›p " Ben senin birincili¤ini kabul etmem, çünkü bafl›nda bu örtü var ."diyor . ‹nançl› ve mütedeyyin kad›n› tamamen E¤itimden ,kamu ve çal›flma hayatlalar›ndan d›fllayarak evine hapsetmek istiyorlar.
BU ZULÜMLER ANCAK FAfi‹ST,TOTOL‹TER VE MARKS‹ST ÜLKELERDE OLUR
********PKK Militanlar›n›n bile özel otolar›yla hapislerinden al›narak üniversite s›navlar›na sokuuldu¤u ülkemizde hiçbir suç ifllememifl bir suçu ifllemeye de teflebbüste bulunmam›fl baflörtülü ö¤rencilerinin okuma haklar›n›n ellerinden al›nmas› korkunç derecede ay›pt›r. Sen nas›l baflörtüsünden doloy› vatandafl›n› kendi kurumlar›na almazs›n? Türkiye bir müstemleke ülkesimidir? Bu durum ancak kast sistemi olan ülkelerde mevcuttur.baflörtülü ö¤recilere yap›lan bu haks›z ve keyfi uygulama faflist totaliter ve d›fla kapal› marksist ülkelerde görülmesi gereken fleylerdir
‹RT‹CACILAR M‹LLETE DAYATIYOR
*********Meclisimizde ç›kart›lacak olan yasalar gerçekte irtica yasalar›d›r.Yani bu ülkeyi insan hak ve özgürlükleri alan›nda inanç ve teflebbüs hürriyeti alan›nda 46 öncesine döndürme yönelik çabalard›r.Türkiye bir hoflgörüsüzlük girdab›na çekilerek kendi kültür ve medeniyetinin d›fl›nda bir medeniyet dayatmas›yla karfl› karfl›yad›r.
HAKKI EL‹NDEN ALINANLARA BOYUN E⁄‹N DEN‹YOR
**********Baflörtülü ö¤rencileri rencide edici yasad›fl› davran›fllara tepki göstermesi gerekenler ona tepki göstermek yerine hala okuma hakk› elinden al›nm›fl olan k›za 'yasalara uyun 'diyorlar.Bunlardan biri de ANAP'l› Agah Oktay Güner'dir.Bu gibi insanlar dalga k›ran olarak orta yerde duruyorlar.Bu dalga k›ranlar›n bir flekilde siyaset sahnesinden at›lmas› laz›md›r.
ZULÜM EBED‹ OLMAMIfiTIR
********Ben bu olanlar› nefretle,fliddetle,i¤renerek k›n›yorum ve birgün bunun mutlaka hesab›n›n sorulaca¤›na inan›yorum onu birileri mutlaka soracakt›r.Tarihin hiçbir döneminde mazlumlar daima mazlum kalmam›fllard›r.Alma mazlumun ah›n› ç›kar aheste aheste denilmifltir.Ben bu zulüleri yapanlar›n bilgisayarlarda kaydedilerek bir emvanter tutulmas›na inan›yorum.
FÜZE GÖNDERD‹N‹Z DE BAfiÖRTÜSÜNE M‹ TAKILDI ?
******* Labaratuvarda yeni bulufl yapt›larda baflörtülülererin örtülerine mi tak›ld›?Veya füze gönderdilerde k›z›n baflörtüsü mü tak›ld›?Türkiye k›l›kla k›yafetle bafltaki takkeyle, örtüyle ,sakalla u¤raflaca¤›na gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤i ortadan kald›racak,iflsizli¤i önleyecek, bölgeler aras› kalk›nm›fll›k farkl›l›¤›n› ortadan kald›racak yerinden ,yönetimi sa¤layacak ve adaleti gecikmeden tecelli ettirecek bir yeniden yap›lanmay› tart›flmal›d›r. Bilgiyi daha çok kullanacakve üretecek insan yetifltirmelidir.
BATININ FOYASI ORTAYA ÇIKTI,P‹YON OLMAMALIYIZ
********* Türkiye art›k bat›n›n ufla¤› olmaktan ç›kmal›d›r.Yeni aray›fllar içine girmelidir.Türkiye yirmi birinci yüzy›la girerken çok önemli avantajlar yakalam›flt›r.Bosna - Hersekte ve Çeçenistan olan insanl›k d›fl› olaylar bize bir ders vermifltir.Akl›m›z› bafl›m›za almam›z› ö¤retmifltir.Bize d›flar›da ne tür bir milli politika izlememiz gerekti¤ini göstermifltir.Buralarda nice masum insan ölürken Bat›n›n bu olaylara tepkisiz kalmas› bizim Bat› ile olan iliflkilerimizi bir kez daha gözden geçirmemiz icab etmiflti fakat hükümetler bunu yapmad›lar.
f=åBf8åAòú'<ıb◊BÿTOKOLÜ MECL‹SE SAYGISIZLIKTIR
***********‹ki Liderin biraraya gelerek belli konularda anlaflm›fl olmas› yad›rganacak fley de¤ildir.Yani siyasetçiler ne kadar çok uzlaflabiliyorlarsa ne kadar çok diyalog içinde olabiliyorlarsa ne kadar ortak meselelerini ço¤altabiliyorlarsa onispette memlekete faydal› olurlar.onun için bizim iki lider niye biraraya geldianlaflt› diye bir rahats›zl›¤›m›z olmas biakis seviniriz.bizim rahats›zl›¤›m›z bu anlaflmalar›n yazboz tahtas› haline getirilerek sürekli de¤iflkenlik göstermesi ve ›srarla yap›lan de¤iflikliklerin milletin üzerindeki olumsuz etkileridir.türkiyede vatandafl›n kabul etmedi¤i antidemokratik irtica yasalar›n›n yasalaflmas› hususunda bir mutabakata varm›fl olmalar›d›r yani demokrasi d›fl› güçlerindayatmac›lar›n istedikleri do¤rultuda hareket etme hususunda anlaflm›flolmalar›d›r.iki liderin biraraya gelipte böyle bir karar almalar› hem parti guruplar›n›n hemde parlementoya karfl› bir saygis›zl›kt›r.‹flte bu Türkiye'deki sözde demokrat tatl›su devrimcisi ayd›nlar›n s›k s›k baflvurmufl olduklar› bir usuldür
HAKLK SANDIKTA ÇÖZSÜN
******** Türkiye ya ciddi bir flekilde baflkanl›k sistemini tart›flmal› onun altyap›s›n› oluflturmal› yada sand›ktan sonra üç ay koalisyon tart›flmak yerine sand›ktan evvel koalisyonlar›n kurulup milletin tercihine sunmas› laz›m.Yani vatandafl›n sand›¤a gitti¤i zaman üç tane tercihi olmal›d›r.Bunlardan biri partisini tercih etmek, ikincisi partisinin gösterdi¤i adaylar aras›ndan hangisini istiyorsa onu tercih etmek, üçüncüsü ise sand›ktan evvel kurulacak olan koalisyon hükümetleri adaylar›ndan birini tercih edebilmelidir. o zaman hem temsilde adalet olur hemde yönetim istikrara kavuflur.bu sistem Fransa'da ,Japonya ve ‹talya'da uygulanm›fl baflar› sa¤lanm›flt›r.
.
Necati Çavdar - Fevzullah Gültekin / ANKARA
BBP Genel BAflkan› Muhsin Yaz›c›o¤lu Türkiye'nin gündemindi ki sorunlar› AK‹T'e de¤erlendirdi.
122 yÝllÝk demokrasi tecrbemize raÛmen neden demokrasi hala
sorgulanÝyor.Biz demokrasinin neresindeyiz?
DEMOKRAS‹; KAZANILMADI ,ASKER‹ BÜROKRAS‹N‹N JEST‹D‹R.
-TŸrkiye'de demokrasi aßaÛÝdan yukarÝya
doÛru mŸcadele edilerek elde edilmiß deÛildir.aslÝnda TŸrkiye'de demokrasi askeri
bŸrokrasinin si vil halka bir jesti gibidir.yani TŸrkiye'nin bir sahibi vardÝr.ve
bu sahip halka bir mŸddet kÝyak gemiß oluyor.askeri yšnetim buyurun idare edin
ama ben beÛenmediÛim zaman alÝrÝm elinizden demißtir.
Bu šzellikle Cumhuriyetten sonra 46 lara gelene
tek partili sisteme gšre idare edilmiß olan
Ÿlkemizde 46dan itibaren muaza bir ßekilde demokrasiye
geçilmifltir.Trkiye belli dengeleri hesap ederek bir blok
ierisinde yer almak istemiß ve tercihini bat› blokundan
yana koymufltur.BatÝ blokundan
olmasÝ trkiyenin ok partili sisteme gemesi noktas›nda etkili olmufltur
DEMOKRASÜNÜN BELASI DARBELER
Türkiye Kore'ye asker gšndererek ve ok partili sisteme geerek kendini
batÝya kabul ettirmeye alÝßtÝ .Bunun sonucunda da NATO ve bat› blokuna geçti.Halk l946lara kuadar yaßamÝß olduÛu antidemokratik baskÝcÝ
dayatmacÝ zihniyetin ve tek partili yšnetimin bunalÝmÝnÝ aßmak aÝsÝndan da bir
fÝrsat olarak gšrdŸ ve yukarÝdan aßaÛÝya bahßedilmiß olsada bu demokratik geiß
dšnemin iyi kullanarak DP'yi ok gŸlŸ bir ßekilde tek bafl›na
iktidara getirdi.Sonra belli bir sre demokrasiye alÝßtÝ
alÝßacak dediÛi zaman 27 MayÝs darbesi gerekleßti.ardÝndan 12 eyll ve 28 ßubat
postmodern darbesiyle lkede demokrasi askÝya
alÝnmÝß oluyordu.
RANT‹YEC‹LER‹N PAY KAYBETME KORKUSU D‹KTAYI DAVET ED‹YOR
Okunuflu bile insan› ürperten darbe neden yap›l›yor veya darbelerin yap›lmas›na kimler neden oluyor?
Bunu flöyle
aç›klayabiliriz,kapalÝ rejimlerde bilgi belli rekabetsiz
bir ortamda devletin elinde toplanmÝß olan ekonomik rantlarÝ kullanabilenler karßÝlarÝnda
kendileri ile rekabet edecek pazarlardan
yararlanmasÝ pay almasÝ endißesi karfl›s›nda öfkeye
kap›l›yorlar.Ellerindeki bu avantÝji kaybetmek istemiyorlar.bundan
dolayÝ bunlar lkede gerilim meydene getirerek demokrasiye mdehale ettiriyorlar
var olan bir takÝm carpÝklÝklarÝ derinleßtirerek taraflar oluyturup bunlarÝ atÝßtÝrmak
suretiyle gergin ortamlar olußturuyorlar.Bu atÝßma ortamlarÝndan bunalan halk da
sorunlarÝnÝ šzecek yšnetim Askeri yšnetim dani olsa onu kabulleniyor.Yani askeri
yšnetimler halka zorla da olsa kabul ettiriliyor.
ÜLKE DE STAB‹L‹ZE EDÜLÜYOR
Evet maalesef öyle oluyor.Suudi Arabistanda bir adamÝn baßÝ kesiliyor 'aman tŸrkiye'ye ßeriat
geliyor' yaygarasÝ koparÝyorlar halbuki suudun ßeriatla bir ilgisi yoktur . yani
Suutta KrallÝk var. Suudun adam kesmesi islama
maledilerek ordaki uygulumanÝn bir KralÝn tercihi olarak deÛil de islamÝn bir tercihi
olarak gšsterip TŸrkiye'de islam denildiÛinde hemen baß ve kol kesilmesini hatÝrlatmak istiyorlar
.Yani dÝßÝrada gšrŸlmŸß birtakÝm hadiseler Ÿlkede tehdit unsuru haline getirilerek
belli zinde gŸlerimiz kÝßkÝrtÝlÝp harekete geiriliyor. TŸrkiye bir bakÝma de stabilize
edilerek Ÿlkenin istikrarsÝz olmasÝna yolaÝyorlar.
Sizce herfleyin çözümü
demokrasiden mi geçmektedir.Bize Demokrasinin Türkiye versiyonundan biraz
sözedermisiniz?
DEMOKRASÜNÜN YOLU TEMSÜLDE ADALET ÜLKESÜNDED‹R
Asl›nda Demokrasi
aßÝrÝ idealize ettiÛimiz veya putlaßtÝrdÝÛÝmÝz rejim deÛildir. Ancak varolanlarÝn ierisinde en az zararlÝ olan
rejim demokrasidir.Demokrasi bŸtŸn sÝnÝrlarÝ belirlenmiß bir iksir gibi toplumun
hemen imesiyle kurtulacak birßey deÛildir. DŸnyadaki demokratik Ÿlkeler sorunlarÝnÝ
bŸyŸk šlŸde azaltmÝßlar ve bunu sivil, oÛulcu, hukukun ŸstŸnlŸÛŸne dayanan yšnetim
metodlarÝ ile aßmÝßlardÝr.TŸrkiye'de ise Ÿlke kaynaklarÝnÝ kullanan kŸŸk bir azÝnlÝÛÝn
bu imkanÝ elinden Ýkartmamak iin koyduÛu irade var.Bu irade sahipleri kendilerine
gšre demokrasi olißtdurarak aslÝnda hi alakasÝ olmayan birtakÝm ßekiller olußturup
adÝ demokrasi olsun da sonu bizim istediÛimiz gibi ÝksÝn diyorlar.bunu kÝrmadÝÛÝmÝz
srece kÝsÝr dng srp gidecek.Bunu kÝrmanÝn yolu sandÝktÝr.Millet'in iradesinin kesintisiz ve kuflkufluz bir flekilde
meclise yans›mas›n› sa¤lamakt›r.Yani temsilde adalet ilkesinin tam olarak
ifllemesidir.
Türkiyede baflkalar›n› dini siyasete alet etmekle suçlayanlar›n askeri siyasete alet etmesi o derece tehlikeli de¤ilmi?
ORDUYU S‹YASETE ALET ETMEK ÜLKE ‹Ç‹N YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR
Elbetteki do¤rudur.Bak›n Türkiye'de baz› çevreler kendi muhayyel kafalar›ndan birtak›m tehdit unsurlar› oluflturuyorlar."Din elden gidiyor","Millet bölünüyor","Devlet y›k›l›yor","Türkiye ortaça¤ karanl›¤›na bürünüyor" gibi vehimlerle milletimizin en güzide gücü olan ordunun al›narak siyasetin arac› haline getiriliyor.Bir kesime karfl› bir kesimin kulland›¤› bir sopa durumuna sokulmak istenmektedir.Bunu balkan harbi öncesinde yapm›fllard›ve arkas›ndan Balkan bozgununa u¤rad›k daha halen toparlanam›yoruz.demekki orduyu siyasetin içine
çekmek ülkeye yap›lacak en büyük kötülüktür.
Hani Nasrettin Hocan›n bir sözü vard›r,"yahu bu h›rs›z›n hiç mi suçu yok?"diye.fiimdi biz de diyoruz ki darbelerin yap›lmas›nda sivillerin hiç mi suçu yok?
DARBELER‹N B‹R SEBEB‹DE M‹LL‹ ‹RADEN‹N KULLANILAMAMASIDIR
Siyasi Partiler veya iktidara gelmifl olanlar iktidarlar›n› yasalar›n kendilerine vermifl oldu¤u imkanlar› kullanamad›lar.elbette biz hiç kimseye ç›k yel de¤irmenleri ile dö¤üfl, donkiflotluk yap ,demiyoruz.Asla hiçkimseyi tahrik ve teflvikte etmeyiz .lüzumsuz yere kimsenin aln›n› da kafl›may›z. Bizim iflimiz siyasetçi olarek ülkenin problemlerini belirleyip onlara çözüm üretmektir.Ama millet iradesi ile iktidara gelmifl olanlar›n biraz da milletin verdi¤i hakk› ve hukuku korumas› laz›md›r. Bu iradeyi ortaya koyamayanlara ne kadar güzel yetkiler verirseniz verin ne kadar iyi bir sistem getirirseniz getirin o zaman dayatmalar karfl›s›nda boyun e¤ecektir .Boyun e¤di¤i için de demokrasimiz böyle "alaturka askeri demokrasi" anlay›fl›yla kör topal bir flekilde yürüyecektir.
Türkiyede s›rf
baflörtülü diye ö¤renciler okullar›ndan at›larak okuma haklar› ellerinden
al›n›yor.Tam bir zulüm var.Biz sizin ve partinizin konuya ne kadar duyarl›
oldu¤unuzu biliyoruz.size göre bunlar›n amaçlar› nedir?Türkiye'yi nereye götürmek istiyor?
KADINI EV‹NE HAPSETMEK ‹ST‹YORLAR
Bana göre Türkiyede baflörtüsü zulmü tam skolastik ortaça¤ kafas›yla yürütülüyor.Ortaça¤da biliyorsunuz Avrupa'da cad› avc›lar› vard›.Bunlar cad› avlarlard›. O cad›lar asl›nda kimyac›lard›,bilimle u¤raflan insanlard›.Bunlar bilimle u¤raflt›klar› için deneyler yap›yorlard›. Labaratuvarda deney yaparken kaplardan ç›kan fokurtular sihirsazl›k olarak de¤erlendirilip tutuklanarak içlerindeki kötülükler gitsin diye iflkenceye tabi tutulurlard›.Galile dünya dönüyor diye idam edilmek istenmifltir. fiimdi bu dönemde de baflörtülüler ile ilgili bir cad› avc›l›¤›na ç›k›lm›flt›r.Üniversitede okuyan bir k›z›m›z t›p fakültesinin biricisi oluyor dekan kalk›p " Ben senin birincili¤ini kabul etmem, çünkü bafl›nda bu örtü var ."diyor . ‹nançl› ve mütedeyyin kad›n› tamamen E¤itimden ,kamu ve çal›flma hayatlalar›ndan d›fllayarak evine hapsetmek istiyorlar.
BU ZULÜMLER ANCAK FAfi‹ST,TOTOL‹TER VE MARKS‹ST ÜLKELERDE OLUR
PKK Militanlar›n›n bile özel otolar›yla hapislerinden al›narak üniversite s›navlar›na sokuuldu¤u ülkemizde hiçbir suç ifllememifl bir suçu ifllemeye de teflebbüste bulunmam›fl baflörtülü ö¤rencilerinin okuma haklar›n›n ellerinden al›nmas› korkunç derecede ay›pt›r. Sen nas›l baflörtüsünden doloy› vatandafl›n› kendi kurumlar›na almazs›n? Türkiye bir müstemleke ülkesimidir? Bu durum ancak kast sistemi olan ülkelerde mevcuttur.baflörtülü ö¤recilere yap›lan bu haks›z ve keyfi uygulama faflist totaliter ve d›fla kapal› marksist ülkelerde görülmesi gereken fleylerdir. Demokratik hiçbir ülkede böyle fley olmaz .Yani vatandafl›n inand›¤› gibi giyinerek ilim tahsil yapmas›na üretim alanlar›na girmesine engel olunamaz.ülkenin her türlü nimetinden izstifade etmesine kimse kar›flamaz .
Son günlerde s›kça
duydu¤umuz kelimelerden biri de gericilik kelimesidir.Size göre dininin
gere¤ini yaparak baflörtüsünü bafl›ndan ç›karnmayan ö¤renciler mi gerici, yoksa
"senin bafl›ndaki örtü okumana engeldir"diyen Gürüzler yada
Alemdaro¤lular m› gerici.
ASIL ‹RT‹CACI BUNLARDIR
Bana sororsan›z tabi ki Gürüz ve Alemdaro¤lular› gericidir.Ama ifl sadece bunlarla bitmiyor bak›nTürkiye flu an 50 y›l geride kalm›fl olan milli fleflik dönemine geri dönmeye çal›fl›yor.Ve bu flekli ile irticai faaliyetler içindedir.Meclisimizde ç›kart›lacak olan yasalar gerçekte irtica yasalar›d›r.Yani bu ülkeyi insan hak ve özgürlükleri alan›nda inanç ve teflebbüs hürriyeti alan›nda 46 öncesine döndürme yönelik çabalard›r.Türkiye bir hoflgörüsüzlük girdab›na çekilerek kendi kültür ve medeniyetinin d›fl›nda bir medeniyet dayatmas›yla karfl› karfl›yad›r. Tabi böyle olunca da insan f›trat› hicbir zaman haks›zl›¤a ,hürriyetsizli¤e raz› olamaz .Haks›zl›k ve hürriyetsizlik dayat›ld›¤› takdirde insanlar art›k yeter diyeceklerdir.Engellendi¤inde de buna karfl› belki daha sert tepkiler gösterecektir. Türkiye ›srarla böyle bir açmaza do¤ru sürüklenmek isteniyor.
Geçti¤imiz gün
milliyetçi muhafazakar geçinen milletvekillerinden biri kamuoyunun büyük
tepkilerine neden olan "okula girdmeden evvel baflörtüsünü çantan›za
koyun","Yasalara uyun" gibi baz› aç›klamalar yapt›.Bu ve buna
benzer insanlar›n ç›k›fllar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
DALGA KIRANLAR S‹YASET SAHNES‹NDEN ATILMALI
Kimse k›zlar›m›za kanunlara uymay›n demiyor. Asl›nda yasad›fl›l›k k›zlar›n hareketinde de¤il YÖK Baflkan› Kemal Gürüz , ‹stanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaro¤lu ve buna benzer bir k›s›m kafalar›n dayatmalar›ndad›r.baflörtüsünü yasaklayan bir anayasa maddesi yoktur. Caddede giderken oktula al›nmam›fl okula al›nmad›¤› içinde okulunu terkedip giderken arkadar gelip robotlaflt›r›lm›fl birtak›m polisler taf›ndan bafl›n›n örtüsü halk›n icinde aç›lan bir k›z›n u¤rad›¤› bu haks›zl›¤a biu hakarete bu rencide edici yasad›fl› davran›fla tepki göstermesi gerekenler ona tepki göstermek yerine hala okuma hakk› elinden al›nm›fl olan k›za yasalara uyun diyorlar.Bunlardan biri de ANAP'l› Agah Oktay Güner'dir.Bu gibi insanlar dalga k›ran olarak orta yerde duruyorlar.bu dalga k›ranlar›n bir flekilde siyaset sahnesinden at›lmas› laz›md›r.
Bu zulümleri
yapanlar›n zulümleri yanlar›na m› kalacak.Zalimler Zulümlerine hep devam m›
edecekler.Bunlar›n hesaplar›n› kim soracak?
HESAPLARI SORULACAK
Bunlar›n cezalar›n› evvela Allah verecek.Allah›n cezas› hiç kimsenin cezas›na benzemez.Bir dönem halka k›z›n›z› niye okula götürmüyorsunuz diye zulüm ediliyordu flimdi halk tamam k›z›m okusun ve mevcut e¤itim kurallar›na uygun bir flekilde okusun bu seferde sen k›z›n› okula niye gönderdin diye bask› yap›l›yor.halk bu mat›¤a e¤er tepki göstermiyorsa hala bütün bunlar istenmeyen olaylara sebebiyet vermiyorsa Allah'a çok flükür ki bu bizim milletimizin sa¤duyusundand›r.Bu milletin tahammülündendir. Bana göre halk›n bu iyi niyeti istismar ediliyor.
son zamanlarda baflörtülü ö¤rencilerin üzerine bu kadar s›k gidilmesinin Türkiye'yi çok tehlikeli ciddi dönemeçlere do¤ru tafl›yor.Ben bu olanlar› nefretle,fliddetle,i¤renerek k›n›yorum ve birgün bunun mutlaka hesab›n›n sorulaca¤›na inan›yorum onu birileri mutlaka soracakt›r.Tarihin hiçbir döneminde mazlumlar daima mazlum kalmam›fllard›r.Alma mazlumun ah›n› ç›kar aheste aheste denilmifltir.ben bu zulüleri yapanlar›n bilgisayarlarda kaydedilerek sir emvanter tutulmas›na inan›yorum.
Kemal
Alemdaro¤lu,baflörtülü ö¤rencilerin örtülerinin bilime ve ilme ayk›r›
oldu¤unu söylüyor.Sizce baflörtüsünün
bilimle,ilimle ne alakas› var?
FÜZE GÖNDERD‹N‹Z DE BAfiÖRTÜSÜNE M‹ TAKILDI?
Labaratuvarda yeni bulufl yapt›larda baflörtülülererin örtülerine mi tak›ld›?veya füze gönderdilerde k›z›n baflörtüsü mü tak›ld›?Türkiye bunlar› aflmal› as›l meselelere dönmeli mesela Yunanistanla savafl›n efli¤ine gelmifliz Rusya S-300 füzelerini gönderiyor ve diyorki" ben bunu ticari yap›yorum."Biz hala Enerji a盤› olan ülkeyiz.önümüzdeki 2010 y›l›nda çok büyük bir enerji darbo¤az›yla karfl›laflaca¤›z.Ama hala nüklüer enerjiye geçemiyoruz.Halbuki nüklüer enerjiye geçsek kendi milli yerli savunma sanayimizi kursak bu olumsuzluklarla karfl›laflmam›fl olaca¤›z.
Türkiye k›l›kla k›yafetle bafltaki takkeyle, örtüyle ,sakalla u¤raflaca¤›na gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤i ortadan kald›racak,iflsizli¤i önleyecek, bölgeler aras› kalk›nm›fll›k farkl›l›¤›n› ortadan kald›racak yerinden ,yönetimi sa¤layacak ve adaleti gecikmeden tecelli ettirecek bir yeniden yap›lanmay› tart›flmal›d›r. Bilgiyi daha çok kullanacakve üretecek insan yetifltirmelidir.
Türkiyenin bat›ya
olan hayranl›¤› bilinmektedir.Oysa bat› AB'ye üye olmak için k›l›ktan k›l›¤a
giren Türkiye'yi Birli¤e kabul etmiyor.Peki Türkiye niye hala ›srar
ediyor?Sizce Türkiye flu aflamadan sonra yine Bat›ya yaranmaya çal›flmaya devam m›
etmelidir? yoksa yeni aray›fllar içine
mi girsin?
DIfi POL‹T‹KA YEN‹DEN GÖZDEN GEÇ‹R‹LS‹N
Türkiye art›k bat›n›n ufla¤› olmaktan ç›kmal›d›r.Yeni aray›fllar içine girmelidir.Türkiye yirmi birinci yüzy›la girerken çok önemli avantajlar yakalam›flt›r.Bosna Hersekte ve Çeçenistan olan insanl›k d›fl› olaylar bize bir ders vermifltir.Akl›m›z› bafl›m›za almam›z› ö¤retmifltir.Bize d›flar›da ne tür bir milli politika izlememiz gerekti¤ini göstermifltir.Buralarda nice masum insan ölürken Bat›n›n bu olaylara tepkisiz kalmas› bizim Bat› ile olan iliflkilerimizi bir kez daha gözden geçirmemiz icab etmiflti fakat hükümetler bunu yapmad›lar.Bana göre bundan sonra büyük bir türk ve müslüman nüfüsu olan veSovyetler Birli¤i'nden ayr›lm›fl Türk Cumhuriyetleri ile ekonomik,sosyal ve kültürel ba¤lar›m›z› kuvvetlendirerek her alanda iflbirli¤i içinde olunmas› laz›md›r.Bu ülkelerin bulunduklar› yerlerde Irak ve ‹ran aras›nda meydana gelmifl ve yIllarca sürmüfl olan savafllar›n meydana getirmifl oldu¤u tahripler var. Türkiye içeriyle u¤raflmak yerine bu konjektürel avantajlar› de¤erlendirmesi gerekmektedir.Avrupa toplulu¤u demirçelik ve kömür iflletmecilerinin biraraya gelmesiyle kurulmufltu.Bizlerde pamu¤umuzla, petrolümüzle ,do¤algazimizla ,alt›n madenlerimizle, uranyumumuzla, boraks›m›zla dünyan›n en önemli zenginliklerini ba¤r›nda bünyesinde tafl›yan Türk ‹slam Cumhuriyetlerimizle neden böyle iflbirli¤i içine girmeyelim ki . Türkiye iflte bunu yapt›¤› taktirde büyüyecek, kab›na s›¤mayan bir ülke olacak.Bunu yapmad›¤› takdirde de herzaman d›fla ba¤›ml› olmaya devam edecektir.
Geçti¤imiz günlerde sizin muhalefet partileri aras›nda ittifak yap›lmas› yönünde baz› çal›yflmalar›n›z›n oldu¤unu gördük hala bu cal›flmalar›n›z sürüyor mu?
YANLIfi ANLAfiILDIM
Asl›nda Türkiyede
belli bir süredir yürütülmekte olan demokrasi d›fl› uygulamalara ,insan hak ve
hürriyetleri alan›ndaki daraltmalara karfl› iflbirli¤i ,güç birli¤i yapmak için
cebheleflmeye gitmeden mecliste baz› ortak ortak kararlar›n beraberce
verilmesini sa¤layacak bir cal›flma içeresinde olmufltuk.Biliyorsunuz ki hangi
rejim olursa olsun iktidar vard›r. ‹ktidarlar›n varl›¤› demokrasi aç›s›ndan bir
fley ifade etmiyor.Muhalefet±c+úÊ<⁄ÃK £÷6#./È˝
ˆ0äÿzuhalefet demokrasilerde olur. olmas›na inan›yorum sa¤c›s› solcu demeden flu
yada bu demeden bu sebeplede 28 flubattan itibaren yap›lan bask›lar›n ve
y›ld›rma ve dayatma politikalar› karfl›s›nda rahatsiz olan kim varsa herkesle
evrensel insani de¤erlerde biraraya gelmek ve kifli hak ve hürriyetlerini
korumak için elbirli¤i güçbirli¤i ve iflbirli¤i yapaóòÛ 2c∏í`Åa≈’ma ilk
gitti¤imãs-ô cq"f?©lv4ö©µ3±|≤«û
ñY>flƒ}
¶t
»º ∏¤ƒû
ÿ”äC)Yà£DÒ¿AY M6
b‚6ohÁF6ePxÂnŒa1Îâµ
DB[1]GDÿ«Ïπ1ÃÅ°ÄÙcÖ›
P‑∆?Ï
Dokuz kez bir araya
geldikten sonra bir protokol imzalayan Baflbakan Y›lmaz ile CHP Lideri Baykal'›n
anlaflmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Sizce anlaflt›klar› protokol yürürlü¤e
giribilir mi?
rf=åBf8åAòú'<ıb◊BÿTOKOLÜ MECL‹SE SAYGISIZLIKTIR
‹ki Liderin biraraya gelerek belli konularda anlaflm›fl olmas› yad›rganacak fley de¤ildir.Yani siyasetçiler ne kadar çok uzlaflabiliyorlarsa ne kadar çok diyalog içinde olabiliyorlarsa ne kadar ortak meselelerini ço¤altabiliyorlarsa onispette memlekete faydal› olurlar.onun için bizim iki lider niye biraraya geldi,anlaflt› diye bir rahats›zl›¤›m›z olmas biakis seviniriz.bizim rahats›zl›¤›m›z bu anlaflmalar›n yazboz tahtas› haline getirilerek sürekli de¤iflkenlik göstermesi ve ›srarla yap›lan de¤iflikliklerin milletin üzerindeki olumsuz etkileridir.türkiyede vatandafl›n kabul etmedi¤i antidemokratik irtica yasalar›n›n yasalaflmas› hususunda bir mutabakata varm›fl olmalar›d›r yani demokrasi d›fl› güçlerindayatmac›lar›n istedikleri do¤rultuda hareket etme hususunda anlaflm›flolmalar›d›r.iki liderin biraraya gelipte böyle bir karar almalar› hem parti guruplar›n›n hemde parlementoya karfl› bir saygis›zl›kt›r.‹flte bu Türkiye'deki sözde demokrat tatl›su devrimcisi ayd›nlar›n s›k s›k baflvurmufl olduklar› bir usuldür.Yani halk› sürü,hakk›n› hukukunu bilmeyen konumunda görüp ezme politikalar uyguluyorlar.Anlaflt›klar› protokolün yürürlü¤e girmesinin hayal oldu¤unu düflünüyorum.
Baykal ve Y›lmaz'›n
imzalad›klar› protokole göre l998 nisan›nda seçim yap›lacak.Sizce yap›lacak ilk
seçimde Hükümet partilerinin durumu ne olur.Siz BBP olarak seçime haz›r m›
s›n›z?Veya seçim sisteminden memnun musunuz?
SEÇ‹M S‹STEM‹N‹ DE⁄‹fiT‹R‹N
Yap›lacak ilk seçimlerde sand›¤›n bu hükümete mezar olaca¤›n› düflünüyorum.fiu an da Türkiye bir seçime götürülmüyor.Bir idare-i maslahat yap›l›yor.çünkü gerçekten bir seçim ihtiyac› görülüyorsa o zaman hemen yap›lmas› laz›md›r.E¤er bir seçim ihtiyac› yoksa o zaman da böyle çok erkenden seçim tarihi verilmesi Türkiyenin ekonomisini alt üst eder.Bürokrasiyi ifllemez hale sokar.Ama bütün bunlara ra¤men seçim düflünülüyorlarsa biz BBP olarak seçime haz›r›z fakat biz diyoruz ki biz diyoruz ki bu secim yasas› de¤iflsin.Çünkü biz bu sistemin yönetimde istikrar› temsilde adaleti sa¤lad›¤›na inanm›yoruz.
Az önce seçim
siteminde de¤iflikliklerin olmas› gerekti¤ini bu sistemin temsilde adalet
ilkesine ayk›r› oldu¤unu ifade ettiniz.Peki Seçim sisteminde ne gibi
de¤iflikliklerin olmas›n› istiyorsunuz?
KOAL‹SYONLAR SANDIKTA BEL‹RLENS‹N
Türkiye ya ciddi bir flekilde baflkanl›k sistemini tart›flmal› onun altyap›s›n› oluflturmal› yada sand›ktan sonra üç ay koalisyon tart›flmak yerine sand›ktan evvel koalisyonlar›n kurulup milletin tercihine sunmas› laz›m.Yani vatandafl›n sand›¤a gitti¤i zaman üç tane tercihi olmal›d›r.Bunlardan biri partisini tercih etmek, ikincisi partisinin gösterdi¤i adaylar aras›ndan hangisini istiyorsa onu tercih etmek, üçüncüsü ise sand›ktan evvel kurulacak olan koalisyon hükümetleri adaylar›ndan birini tercih edebilmelidir. o zaman hem temsilde adalet olur hemde yönetim istikrara kavuflur.bu sistem Fransa'da ,japonya ve italya'da uygulanm›fl baflar› sa¤lanm›flt›r.
YETER !SÖZ MEMURUN
Kamu çal›flanlar›n›n sendikal haklar›n› ü ç y›ld›r tan›mayan partilerin 24 maddesi görüflülmüfl serdika kanunun ask›ya almalar›na tepkiler sürerken sendikalar flimdi de Hükümetin memurlara vermeyi düflündü¤ü yüzde 2O'lik maafl zamm›na tepkilerini göstermeye devam ediyor.
Türkiye Kamu-Sen Genel Baflkan› Resul Akay,l temmizda ç›plak ayaklarla meclise kadar yürünecek eyleme haz›rland›klar›n› belirterek,"Y›lmaz ve Baykal da kim oluyoki bizim sendikal haklar›m›zla ilgili haklar›m›z› kapal› kap›lar ard›nda pazarl›k yap›yorlar.Bunlara bir dur demenin zaman› gelmifltir.Art›k Yeter söz memurundur."dedi.
FEYZULLAH GÜLTEK‹N
ANKARA-AK‹T
Türkiye Kamu-Sen Genel Baflkan› Resul Akay kamu çal›flanlar›n›n sendikal haklar›n› üç y›ld›r tan›mayan partilerin 24 maddesi görüflülmüfl sendika kanununun ask›ya al›nmas›n› seyretmelerinin manidar oldu¤unu ,kamu çal›flanlar›n›n anayasal haklar üzerinde Y›lmaz-Baykal aras›nda yap›lan çirkin pazarl›¤›n mutlaka bozulmas› gerekti¤ini ve bu pazarl›¤› bozacak olanlar›n kadirflinas kamu cal›flanlar› taraf›ndan nutulmayacaklar›n› söyledi.
CHP ,M‹SYONUNU B‹LE KORUYAMIYOR
Akay Konfedarasyon Genel Merkezinde düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda Sosyal demokrat oldu¤unu,emekten yana oldu¤unu söyleyen CHP'nin eke¤i e emekçiyi kullanarak siyaset yapan bir ondal›k parti oldu¤unu ve Hükümet hükümet üzerindeki gücünü kamu çal›flanlar›n›n ve emeklilerin aleyhinde kulland›¤›n› anlatan Akay,"Kamu çal›flanlar›n›n sendikal haklar›n› almamas› için mücadele eden sosyal demokrat bir parti dünyan›n hiçbir yerinde yoktur."dedi,
CUMHURBAfiKANI MÜDAH‹L OLMALIDIR
Anayasan›n 53.maddesi üzerinde iki afliret beyinin pazarl›k yapmas›n›n ard›ndan DTP'nin hükümete karfl› olan tutumunu da kutlayan Akay,"Muhalefetten duymak istediklerimizi iktidar› paylaflan bir partiden duymam›z bizi sevindirmektedir."dedi.
"Türkiye Cumhuriyetinin bütün anayasal kurulufllar›na sesleniyorum.Anayasa üzerinde uuubaykal e Y›lmaz›n yapt›¤› bu pazarl›¤› bozunuz.Cumhurbaflkan›na sesleniyorum .Göreviniz çankaya'da oturmak de¤il.Anayasa'y› siz koruyacaks›n›z.Afliret beylerine siz müdehale edeceksiniz.Bu güne kadar bu görevinizi yapmad›n›z hiç de¤ilse bugünden sonra görevinizi yapman›z› bekliyoruz."diyen Akay,Hükümetin memurlara verece¤i yüzde 2O'lik zamm›n çok komik bir rakam oldu¤unu ve bunun yetmeyece¤ini belirtti.Hükümetin aile bireyleri ile birlikte ülke nufusunu yar›s›n› teflkil eden memura,memur i=flçi emeklisine,Ba¤kur emeklisine,bunlar›n dul ve yetimlerine verdi¤i sözü tutmas› gerekti¤ini yoksa Sendika olarak mücadelelerinin sürece¤ini söyledi.
MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ANADOLU GENÇLİK
DERGİSİ'NDE YAYINLANAN RÖPORTAJI
Röportajın konusu Kutlu Doğum... İşte Muhsin
Yazıcıoğlu'nun dilinden Peygamber sevgisi...
Nisan ayı kutlu
doğum ayı… Efendimizin (s.a.v) yeryüzüne teşriflerinin gerçekleştiği mübarek
ay… Anadolu Gençlik Dergisi olarak Nisan sayımızda Peygamber Efendimizi bu
ülkenin tanınan isimlerine sormak istedik. Amacımız O'nun her renge hitap eden
yönünü ve benzersiz özelliklerini farklı anlayışların dilinden dinlemekti. Bu
çalışmamızda siyasetçi, sanatçı, akademisyen, müzisyen gibi birçok kesimden
röportaj talebinde bulunduk. Bunlardan bazıları bize döndüler, bazıları ise
işlerinin yoğunluğundan dolayı herhangi bir karşılık vermediler. Siyasiler
arasında sorularımız cevaplayan öyle bir isim vardı ki; sorularımıza verdiği
cevapları okuduğumuzda göz yaşlarımıza hakim olamadık. Çünkü; bu O'nun belki de
ömrünün son anlarında dudaklarından dökülen en güzel sözlerdi. Mail kutumuza
tarafından gelen cevaplar 25 Mart Çarşamba Saat:13:24'te düşmüştü. Yani o meşum
kazadan tam iki buçuk saat önce! Kim bilir bu O'nun belki de son mülakatıydı…
PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (S.A.V) İSMİNİ DUYDUĞUNUZDA
HİSSETTİKLERİNİZ NELERDİR?
Hüzünleniyorum… Görevini yerine getiremeyen bir
kölenin hicabı. Onun arkasında bıraktığı mirasa, onun istediği gibi sahip
çıkamadık. Onu anlatamadık, çünkü onu anlayamadık. Onun adını duyduğumda bu
nedenlerle hüzünleniyorum. Tüm peygamberlerin şahitlik yapacağı yargı gününde
O'nun ümmetinden olma şerefini ve liyakatini inşallah taşırım. Allah onun
şefaatinden bizleri mahrum etmesin.
PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V) SİZİ EN ÇOK
ETKİLEYEN YÖNÜ NEDİR?
Allah Resulü mükemmeldi. Bu cümleden hareketle, O'nun
bütün güzellikleri karakterine dercettiğini düşünüyorum; O harika bir liderdi.
Mütevazıydı, hoşgörülüydü, müşfikti, aydındı, çile adamıydı, kısacası
muhteşemdi. Bütün bunlara rağmen O bir insandı. O'nun, İlahi kelamda çokça
zikredilen beşeri vasfını arka plana iterek O'nu dünyamızdan uzaklaştırdık ve
aslında kendimize kötülük yaptık. Peygamber efendimiz bir insandı, onun en
etkileyici tarafı her yönüyle “güzel insan” sıfatına sahip olmasıydı…
GÜNÜMÜZDE TOPLUM OLARAK O'NUN HANGİ ÖZELLİĞİNE
İHTİYAÇ DUYUYORUZ? O’NU HANGİ BEŞERİ VASFI İLE ÖZLÜYORSUNUZ?
O İlahi mesajı en iyi anlayan ve özümseyen kişiydi.
Bütün beşeri vasıflarını özlüyoruz, hepsine ihtiyacımız var. Hepsini kaybettik,
hepsinden uzaklaştık. Adalet, muhabbet, şefkat, özgüven, tefekkür, vefa, güven,
dürüstlük, samimiyet… Allah Resulü, “Bir elime ayı, diğer elime de güneşi
verseniz yine davamdan vazgeçmem!” cümlesini sadece diliyle ikrar etmedi. O
böyle düşündü, böyle inandı, böyle konuştu ve böyle yaşadı… “Gerçekten
İnanıyorsanız Üstünsünüz” ilahi düsturunu hayatının her anında ve her türlü
şartta duruşuyla mücadelesiyle ispatladı.
NECATİ ÇAVDAR
GÜLÜ
SOLDURMAYIN
Dün BBP kongresi ile alakalı izlenimlerimizi verdik. Ancak pislenmiş ve kirletilmiş siyaset tarlasında
açan “gül”den yine bahsetmeden edemedik.
BBP kongre salonuna adeta “gül “hakimdi.
Her yer ve masaların üzeri gül.
Katılan ve telgraf gönderenlerin mesajları “gül”
üzerine idi.
Ancak Anadolu’nun saf toprağında ki
“gül “ henüz daha filiz halinde.
Beklenir ki bu gül büyüsün, yaygınlaşsın mis gibi
kokusunu herkesi sunsun.
Şu an bu pek mümkün görünmüyor. Ama gül istikbale boy
atıyor.
Güle olan sempati henüz sandıklara yansımış değil.
Son seçimlerde “gül “ rumuzlu BBP’ye
olan olan ilgi, “ bir çıkış “ umudu ile birazda suni
estirilen rüzgarın tesiri ile başka başka limanlara sürüklendi.
BBP’ye beklenenin çok çok altında bir rakamla “hele
bekle” mesajı verildi.
Halbuki BBP ve onun idarecileri bir büyük “samimiyet
testinden” geçmişlerdi. Çünkü her mebusa birer bakanlık koltuğu ikram
edilecek duruma geldiği halde BBP, bunu ve başka dünyalıkları elinin tersiyle
itti. Bölünmeden parçalanmadan “lobilere teslim olmadan” milletin değerlerini
savundu. Ama olsun gönlündekini her
zaman fiiliyata dökmeyen milletimiz
BBP’den beklenmesi istedi. Gerçi Yazıcıoğlu’nun
kongrede ki milletine “Biz
başımızı koyduk. Sizde taşın altına
elinizi koyun” mesajı buruk bir sitem idi.Ama
millet “bekle” dedi.
Bu bekleme
erime ile neticeleneceğini
zannetmiyoruz. Çünkü her türlü olumsuz şartlara rağmen yapılabilen kongre diriliği ortaya koydu. yapılabilen diyoruz,
şimdi “ rol değiştirerek “ sol misyon yüklense de aynı kulvarda koşan ve tarihi ismi barındıran MHP hala kongresini
yapamayarak iki defa ertelemek zorunda kaldı. Ama BBP her şeye rağmen büyük kongresini yaptı,yapabildi.
Şimdi
kemikleşen halk potansiyeli ve yönetim omurgası ile BBP ileriye
yürümek için atılım yapmak zorunda.
Ancak bu nasıl olacak? Bunun metodu ne?
Milletin tertemiz insanlarına gitmek. Çalışmak ve çalışmak.
Yoksa bir yerlerden yüz bulamamış, kırk kapıdan kovulmuş
illa da bir etiket peşinde koşanları parti üst yönetimine taşıması hem zor şartlara ve başka yerlere esen rüzgarlara rağmen “otağı
bekleyen” tabanı rahatsız eder hem de
partinin rotasını “samimiyetsizliğe “ doğru çevirir. BBP illa büyüme adına bunu
yapmamalı. Hatta MHP’nin
seçimlerden umamadığı bir netice
ile çıkmasından sonra Mecliste kendilerine yakın duranlara yeşil ışık yakmadığı gibi BBP’de illa meşhur
derdine düşmemeli. Daha dün ikballeri
için birilerinin kuyruğunda
gezerken sadece kendi pis nefislerini
tatmin için bir etiket uğruna BBP saflarında kıpkırmızı yüzleri ile arzı endam edenleri gördüğümüzden
böyle bir tehlikeyi işaret
etmeden geçemiyoruz. Zira yanlış gübre
kökü bile çürütür. BBP, kararlı ve
samimi tavrını sürdürerek etiket
istemeyen çoğunluğun peşinde
olmalı. Gerekirse her kapıyı tek tek çalmalı. Başka yerlerin düşükleri BBP’yede bir şey katmaz. İllada etiketsiz halk çoğunluğu lazım.
Çünkü
Yazıcıoğlu’nun kendi ağzından
ifade ettiği gibi manzara açık ve nettir.“
O yüzden Yazıcıoğlu’nun kongredeki
”Halkımızın %99’nun kafasında
kimliklerle yapılan siyasete “
dur” diyen bir sessiz çığlık var.Bu
sessiz çığılık bir suskunluk sarmalıdır.
Televale
gündemleriyle çelişen bu sağlam
kanaatler ne yazık ki açığa çıkmıyor.
İşte BBP
bu suskunluk sarmalının partisidir.
%99’un yeter diye içinde sakladığı çığlığın
partisidir. Bu yüzden bütün partilerden daha yüksek bir sempati oyu
vardır.Hemen her partilinin ikinci
partisidir”Ama yüzeydeki çatışmalar,kimlik endişeleri ve korkular,
insanımızı şimdiye kadar ki eski
partilerinde tutuyordu:”diyen konuşması ne kadar yerindedir.
BBP’nin asıl
sorunu “ikinci partililikten birinci partililiğe “ geçmek . Bu kolaymıdır?
Elbette zor. Ama zoru başarmamak için
fazlaca da sebeb yok, hatta şuandaki
taplo da kolay olduğu bile söylenir.
Niçin mi? Niçin için BBP büyük kongresine gelerek
bizzat iştirak eden misafirlere bakmak yeter.
Bütün mesele misafiri ev sahibi konumuna
getirmekte.
BBP’ye yönelik
gönül yakınlığının fiile çıkması
ve misafirin ev sahibi konumuna gelmesi için de belki yanılıyoruz ama
BBP teşkilatlarının içine kapalı
konumdan çıkması, az olsun benim olsun
anlayışından uzaklaşmakla mümkün
olacaktır. Artık geçmişte bir kader birliği yapanların
bir olduğu ocak değil gönülleri birleştiren bir konuma yükselmesi gerekir.
BBP çıktığı yoluculuğa devam ederken kendisine yakın
geleceklerle ittifakını da
sıklaştırmalı. Çünkü büyümek için katılım yetmiyor ve zor ise ittifak da
aynı neticeyi verir.
Hele hele seçim dönemlerinde milletin beklediği BBP’nin içinde bulunacağı ittifaklar yapılabilse idi ülkenin manzarası
bu gün böyle olmazdı. Ufuklar bu derece kararmazdı.
Yinede
ufukların daha da karamaması için
milli değerleri ön plana çıkaranların ve demokrasi merkezinde buluşanların
safları sıkıştırması ve ittifakları yenilemesi gerekiyor.
Bunun batıda örneklerini görmek mümkün.
Ancak az bu şekilde çok oluyor ve bir işe yarıyor.
Ancak böylece seçmen bir işe yaradığına inanıyor. Ve öylece rüzgar estiriliyor.
Büyük Kongresinde
var olma azmini gösteren “gül” solmamalı, soldurmamalı sert esen rüzgarlardan korunmak için
gerektiğinde aynı rayihayı vermek üzere
bahçedeki diğer çiçeklerle bir olmalıdır.
Diğer çiçeklerle bir olabileceğini BBP tabanı, en
yakın ve koyu rakiplerinin temsilcilerini dahi sempati ile
alkışlarken göstermiştir.
“Gülün “ diri
kalması ve kirlenmiş siyasete çeşni katması
memleketimiz için mutlak bir zaruret denebilir.
Aman ha genişleyin gelişin fakat seviyeyi düşürmeyin.
Şimdi değilse bile gelecek için
gençliğin yeni Alperenler, yeni filizler vermesi için”gülü” soldurmayın.
10.10.1999
NOT: Anayurt (Vakit) Gazetesi'nde yayınlandı
NECATİ ÇAVDAR
YAZICIOĞLU
GELECEĞİ KURUYOR
Önceki
gün BBP kongresini izledik.
Gerçekten
güzel bir kongre.
İyi
bir örgüt çalışması yapıldığı daha kongreye giden yollardaki BBP’ni
anlatan dövizler ve süslemelerden
anlıyorsunuz.
Kongre
salonunun düzen ve süslenmesi de
öyle.Bunları neden anlatıyorum.Çünkü iyi bir örgüt çalışması için bunlar, birer veri oluşturuyor.
Tertemiz
ve saygılı insanların oluşturduğu salonda
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nu
dinliyoruz.
Yazıcıoğlu yaptığı uzun konuşmasında zaman zaman salonu çoşturuyor.
Ancak zaman zamanda günün şartları
gereği olsa heyacanı bastırmak için büyük gayret sarf ettği dikkattimizden kaçmıyor.
Yazıcıoğlu, “ Arkamda kimseyi aramayın. işte arkam, sağım solum ben buyum “ derken ne kadar yalnızdı ve hareketlerinin bir Anadolu hareketi olduğunu ne kadar yalın anlatıyordu.
Yazıcıoğlu
tüm ülke ve dünya meselelerine parmak bastı tahliller yaptı. Yaptığı
tespitler doğru ve zaman zaman iktidara
yüklenirken söylediği sözler yenilir
yutulur cinsten değildi.
Mesela
ülkenin belli eller tarafından soyulmasına karşılık halkın fakirleşmesini “
Devlet soyuluyor. Aslında soyulan devclet değil millettir. Soyulan sizsiniz”
şeklinden başka ne ile izah edilir.
Hükümetin
istikrar adına uyumunu” İstikrar soygunda, banka soygunlarında istikrardır.
Sizin istikrarınızı teprik ediyorum” diye açıkladı.Gerçekten millet lehine olan icraatlarda bir uyumun açıkça söz konusu olduğu ve bir zaman bir birine kurşun atan hatta hükümet kurulmadan önce
“cani”likle ve suçlananların uyumunu
ne diye izan tmeli? Yazıcıoğlu’da izahta çektiği güçlükten olsa gerek
“uyumlarını “ tebrik etti.
MHP
‘ye çattığı yerde “ Diplomasi ince iştir
diyorlar” diyerek ”Çeçenistan Rusya’nın
iç işleridir,Çeçenler terörüstür demenin hangi inceliği var.İşte Doğu
Türkistan!
Soydaşlarının
tarihi ve milli hakları yok sayılırken,
onlara zulmedilirken,Çin Devlet
Başkanını Zemin’’ne liyakat nişanı takma inceliği gösteriliyor!
İnceliğiniz
zulmedenlere karşı “dedi ve ilave
etti”Türkmen gazı yerine Mavi akım
Projesi’yle Rusyaya kimin kesesinden bonkörlük
yapıyorsunuz?
Türkçülerin
iktidarında Türk Dünyası ile ilişkiler
düne göre daha iyi diyebilirmisiniz?” diye sorarak Elçibey’in cenasesinin MHP’li bakanların gözü
önünde milletten kaçırıldığını
hatırlattı.
Yazıcoğlu,MHP
yönetiminin iktidardaki tavrını ve
yöneticilerinin konuşmalarını hatırlatarak”CHP’liler üzülmesin.Biz sizi temsil
ediyoruz diyorlar.Evet doğru söylüyorlar.Uyguladıkları ile ülkeyi şeflik dönemine götürüyorlar”diyerek MHP’nin misyonunu
yerine getirmediğini ve yeni bir misyon üstlendiğini belirti.
Yazıcoğlu,Apo’nun
paketleerek ülkeye getirildiğini ve
siyasetinde paketlendiğinin altını çizdi.
”
Onlar kongre yapmak içindaha salonun boş veya dolu olduğunu bile bilmiyorlar.
Kongrelerini iki defa ertelediler ancak daha il kongrelerini
bitiremediler” diyerek MHP’nin kongresini BBP kongresine
endekslediğini belki MHP’ye katılırlar diye bir beklentinin olduğunu ima ederek
salona sordu”Yolunuza daha kararlı yürümeye
varmısınız”
Coşkulu
kongreden gelen cevap, kararlı bir ” Evet “ oldu.
Yazıcoğlu,felsefelerini
“çokluk içinde birlik” şeklinde açıklayarak tüm kesimleri BBP çatısı altına
çağırdı.
Bu
çağrıya şimdilik eski bakan Rafaattin Şahin icabet ederken diğer
kesimlerden ses gelir mi şimdilik
belli değil.
Ancak
Yazıcioğlu ve ekibi “tertemiz bir siyaset üslubu ile” hem milletin kalbine
hem de geleceğe sesleniyor.
Hiç
bir kongrede göremediğimiz bir şekilde kimsenin
yuhalanmayarak alkışlanarak hiç kimsenin kırılmadığı kongreden”
Yazıcıoğlu, iyi ve sağlam adımlarla gençliği işleyerek geleceği kuruyor. “
düşüncesi ile ayrılıyoruz.
Hayırlı
olsun gönül adamları ve hayırlı olsun gönül insanları diyoruz.
Necati Çavdar
MİLLETTEN
KAÇIRILAN LİDER ve VİZYON
BBP
Genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Elçibey’in cenaze töreni için
Azerbaycan’a gitti. Dönüşte ayağının tozu ile konuştuk.
Biz kendisine
“Elçibey,......”dedik soruyu getiremedik...O’da ... Söze
nereden başlayacağını .....Hisli,
ama nerede dik duracağını bilen insan...
Bu tavrını tercihini
hep milletin değerlerinden yana
koyarak ispatladı.
Her adama bir
bakan verildiği dönemde, millete rağmen
gelişmelerin içinde olmayı elinin tersi ile itti..Yazıcıoğlu belli ki hala
Elçibey’in vefattı nedeniyle üzerindeki sarsıntıyı atamamış.
Uzunca bir bekleyişten sonra “Fikir,inanç ve dava sahibi bir insan idi”diye söze başlayarak” Tam bir serden geçti idi.”diye tarif etmeye çalıştı Elçibey’i..Yazıcıoğlu;“Sovyet Rusya yıkılınca tüm Rusya’da iki lider tam bağımsızlık dedi. Biri Dudayev idi. Diğeri Elçibey’di. Elçibey’in iki önemli sevdası vardı. Biri tam bağımsız Azerbaycan diğeri de Türkiye...Elçibey, Türkiye’nin Çin Seddi’ne kadar olan bölgenin bağlantısı ve Çin seddine bakan dürbünü idi. Türkiye’nin dış politika komsemptine uyum sağlayabilecek en iyi insandı. Açıkça bölgede çıkan petroller Türk petrolü ve Azerbaycan petrolleri Türkiye’nin petrolüdür. Türkiye dışında kimse bu petrollerde hak iddia edemez ve Türkiyesiz bu petroller sarf edilemez diyordu. Dudayev’i şehit ederek bertaraf ettiler. Sıra Elçibey’de idi. O’nu da alaşağı ederek kurtuldular.”diyerek Elçibey’in Türkiye açısından ne anlam ifade ettiğini ve misyonunu anlatarak uluslar arası komplolara dikkat çekti.
Yazıcıoğlu bizim Türkiye’den apar topar götürülerek “millet törenini “ yaptırılmadığı görüşümüze katıldığını ifade ederek “Sadece burada değil Azerbaycan’da da öyle oldu diyerek onun cenaze törenindeki gözlemlerini aktarıyor:“Maalesef orada da milletten kaçırılarak bir an önce defnedilmesi istendi.Cenaze törenine katılabilen on binler “Şehitler hıyabanında, şehitler seni gözleyir” diyerek onun Azerbaycan bağımsızlığı için can veren şehitlerle beraber olmasını istediler. Ancak yönetim onu Şehitler Hıyabanı’na değil “devlet mezarlığına gömülmesini istedi. Onu halktan kopararak bir resmi şahsiyet haline getirmek istediler. Halbuki o resmi şahsiyetinin ötesinde bir millet önderi idi.Orada nereye gömülmesi gerektiği konusunda tartışmalar çıktı. Bizde Menderes’i örnek vererek bir zamanlar mezarı halktan gizlenen “Menderes zaman geldi millet töreni ile anıt mezara gömüldü. Sizde öyle yaparsınız tavsiyesinde bulunduk.” ‘Azarbeycan’ın milli birliği daha önemlidir’ diyerek tartışmanın uzaması uygun görülmedi. “Şehitler hıyabanı” yerine devlet mezarlığına gömüldü.
..........
Yazıcıoğlu, resmi tören yapılmak istenmesine rağmen
millet töreninin de yapıldığını şöyle
anlatıyor:
“Araba ile evinden alınıp doğruca ders verdiği Akademinin salonunda resmi tören yapılmak istendi.
Ama halk, cenaze araba üzerinde 5 metre gittikten sonra omuzlarına alarak 15
kilometreyi yürüyerek kat etti.
Elçibey’i bir daha arabaya vermediler omuzları ve elleri üzerinde taşıdılar.
Resmi heyet yoktu. Bizde bu millet törenine iştirak ederek yürüdük.
Ana caddelerin bazıları kapalı idi. Böylece cenazenin kısa bir güzergâhtan
geçmesi sağlanmaya çalışılmıştı.”
Bizim
Bakanlarımızda orda idi onlarda o 2,5
saatlik yürüyüşle gerçekleştirilen millet törenine katıldılar mı? Diye soruyoruz. Cavap: “
Hayır ne resmi heyet nede onlar yürümedi, sadece
akademideki yarım saatlik resmi törene katıldılar. Ama millet yürüyerek
sevgilerini gösterdiler...” oluyor.
RUS SAVAŞ
GEMİLERİ BAKÜ ÖNLERİNDE
Balkanlardan
elini eteğini çeken Türkiye Kafkasya’yı Rusya’ya bıraktı. Ortaasya da Putin
volta atıyor. İçine kapanan Türkiye bu bölgede adeta yok.
Transhazar enerji projesi Türkiye aleyhine fiyaskoya dönmek üzere. Taranshazar
enerji nakli için devrede olan üç şirketten “ikisi bu işte yokuz” diye çekildi.
Türkiye’nin boş
bıraktığı alanları başta Rusya olmak üzere
başkaları dolduruyor.
Rusya’nın
başına geçirilen yeni Çar Putin, diş göstererek
tek başlarına kalan Türk cumhuriyetlerine istediği anlaşmayı dikte ettiriyor.
Beri taraftan kaç günden beri Hazar denizinde Rusların “Balıkçı teknesi
“diye lanse ettiği üç savaş dosteyeri Bakû açıklarında bekliyor.
Adeta
Azerbaycan işgal edilmek üzere....
Tıpkı istiklal harbi öncesi İstanbul’da sarayın
önünde bekleyen İngiliz zırhlıları gibi......
Azarbaycan’nın bir yandan Karabağ, elinden silah zoru ile
alınır, bir yandan da Rus desteğinde ülkenin beşte biri Ermeni işgalinde iken diğer yandan da Ruslar fiilen Bakü
önlerine demir atmış bekliyorlar ..
VİZYON SAHİBİ
GEREK
Türkiye’nin bir
an önce kendi vatandaşlarını tehlike
saymaktan vaz geçerek gerçek tehdit olan
Rus tehdidi karşısında uyanık olmak
zorundadır.......
Zorundadır da
buna vizyon gerekir.
Vizyon sahibi
lider gerekir ..
Yoksa
hayatı “Elçibey düşüncesine “ düşmanlık
besleyerek geçmiş” ve tek marifeti “yunanlı
ile kardeşlik”edebiyatı yapan adamın dümen suyu ile bir yola varılamayacağı
açık. Yaşanan olaylardan varılamadığı görülmüyor mu?.
“Yunanlı
kardeş” mantığı bir işe yarasa bari..Hem milletinin büyük çoğunluğunu düşman
bileceksin hem de hümanist olacaksın . Mümkün mü?
Elçibey
defnedilirken ne yapıyordu diyecek gibi
oluyorsunuz.
Milletin
istemediği kararlar için yeni “krizler” geliştirerek meclise dayatma
proğramları.. Bu ve bunların dümen suyundan gidenler ne elçibey’i anlar Nede Dudayev’
i....Elçibey’in düşüncesinde olanlara “ eli kanlı katiller sürüsü” daha dün
hükümet kurarken bile “ cani”, Dudayev’in izindekilere Rusların isteği ile resmen
“terörist “ damgasını vurmadı mı,vurmuyor mu?
·
///////////////////////////////////
ÖZAL’a SUİKAST ve YAZICIOĞLU
10 Kasım 2012 - Angara
Bu gün
erken saatlerde
“Hüseyin Gazi” eteklerinde ki evinde ziyaret
ettiğimiz bir Muhsin
Yazıcıoğlu sevdalısı, “ Muhsin Beyi harcadılar “diyerek “
Muhsin bey, ‘Beni öldüreceksiniz’ diyor. Ama helikoptere de bindiriliyor.. Parti
yetkilileri dâhil her yerde tüm ilgililere soruyorum ‘ o helikopteri kim kiraladı.
Parasını kim verdi..? Kimse bu soruma
cevap vermedi/ vermiyor.. Bunlar bilinse
düğüm çözülecek ‘ diye dert yanıyordu…
Oradan
gelince internetin başına geçip, sanal
mekanları geziyorum..
Gülay GÖKTÜRK, “Özal "1 numara"yı öğrendi mi?” başlıklı yazısında “Adli Tıp Kurumu'nun ön raporu Özal'ın
zehirlendiği gerçeğini ortaya koyuyordu” diyerek
“ Özal'ı zehirleyenlerin kim olduğunu öğrenene
kadar huzur bulmamamız gerekiyor.
Üstelik bizim elimizde, bu suikastı aydınlatmak için başlangıç noktası
olabilecek çok önemli bir olay var: Kartal Demirağ suikastı” diye
yazıyor.
Ve
“Özal, bu suikastı özel olarak araştırtmış
ve önemli sonuçlara varmıştı. Evet, o kendisini öldürtmek isteyeni öğrenmişti.
Ama anlaşılan o kadar dehşetengiz bilgilere ulaşmıştı ki, bu bilgilerin
açıklanmasının yaratacağı siyasi depremden çekindiği için susmuş ve
çevresindekilere de bu konunun üstüne gitmeme kararı aldığını söylemişti.
Özal Ergenekon'la burun buruna geldi.
Şimdi, bugün sahip olduğumuz bilgilerle olaya tekrar baktığımızda, Özal'ın o incelemenin sonucunda o zamanki adıyla derin devletle, bugünkü adıyla Ergenekon örgütüyle burun buruna geldiğini tahmin etmek zor değil” diyerek derin yapılara dikkat çekiyor…
18 Haziran 1988’deki o suikastı kim niye yaptırmıştı, bilemem…
Fakat bildiklerim ve gördüklerimde var…
Bu vesile ile paylaşmak istiyorum…
Kartal Demirağ’ın rahmetli Özal’a “kurşun” sıktığı o kongreyi bende salonda izledim.
Bazı ilginçliklerle karşılaştım…
1. Anavatan Partisi’nin (ANAP) Ankara Atatürk Spor Salonu’ndaki ikinci olağan kongresinin yapıldığı salonun bahçesinde Alaca’da Şehit Nedim Tuğaltay Ortaokulu’ndan arkadaşım Ayhan’ın babası ve ilkokul öğretmenliği yapan “Haydar “ ağbi ile karşılaştım…
Yıllar sonraki bu karşılaşmada arkadaşım Ayhan’ın “polis olduğunu” söyleyerek kendisinin de “Ankara – Keçiren’e yerleştiğini” söyledi.
Birlikte salona girip, Sosyal Güvenlik bakanlığı da yapan bayanın oturduğu yerin - protokol locası – üstüne gelen “iyi” bir yerden yer bulup yan yana oturduk..
Hınca hınç dolu koca salon Özal’ı dinliyoruz. Özal; ““Hayalî ihracatçılarla, yem borusu kesilenlerle, devleti soyan kaçakçılarla mücadelemiz devam edecek… O zaman buyur kardeşim…” derken beklenmedik “ses” geldi. Arkasından da muazzam gürültüyle silah sesleri… Herkes olduğu yere yattı. - Sıra sıra dizili koltukları siper edip -Bizde öyle yaptık. Üstümde Haydar hoca, onun üstünde de başka biri var. Tehlike ne kadar büyük olursa olsun insan hadisenin akışına uyarak normalleştiriyor.. Kendimi daha bir “güvende” görmüş olacağım ki yapılan silah atışlarını ima ederek “Hocam, bildiğin duaları” oku diye nükte yapıyorum.. Yattığımız yerden sabit koltuklar arasından kısmen salon görülüyor. Görebildiğimiz alanda herkes yatmış.. Çok az sayıda insan ayakta ve bir kişi yuvarlanıyor..
Bu arada protokol bölümü tam önünde yatan, üstü gazete kapalı sanki insan vardı. Bu hiçbir yerde yer almadı. Ancak bunca yıl geçmesine rağmen hala hafızamda…
- Erkal Zenger’in anonsu ile millet dağılmadı… Salonda panik yaşanarak katliama dönüşmedi. Herkes onca olaya rağmen hiçbir şey yok gibi yerine oturdu. Özal, yine kürsüde… Meşhur “ “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka alacak yoktur. Biz de O’na teslim olmuşuzdur “diye başlayarak konuşmasına devam ediyor…
- Daha sonra ise “Salon aranmak üzere” kongreye yeniden başlamak üzere ara verileceği ve salonun boşaltılması gerektiği” açıklanıyor. Millet sükûnet içinde salonu boşaltıyor.
2 - Salondan protokol bölümü üst girişten çıkıyoruz. Yanımda ANAP amblemini çizen “çilli ve sarışın” bir bayan ( Serpil hanım ) var. Stadın salondan çıkıp serbest bölümünde ilerlerken dışarıda güvenlikle sorumlu polislerden biri “içerde neler oluyor?” sorusunu yöneltti… Güvenliğimizden sorumlu birinden gelen bu soru çok garibimize gitti.. Serpil hanım; “Ne olacak insanlar birbirini öldürüyor” diyerek “Kıyamet kopuyor. Sen uyu” der gibi kızarak cevapladı. Her ikimiz de bu soruya hayretimizi gizlemedik.
O gün bu gün düşünürüm “Nasıl oluyor da
“polis”in onca yaşanan hadiselerden
haberi yoktu..?
3 – Kongre salonunda arama bitip tekrar içeri girdiğimizde şu an ismini hatırlayamadığım batı illerimizden birinin il başkanı olan sarışsın bir adam konuşmaya başladı.
Konuşmasında, Fatih Sultan Mehmed’den Mustafa Kemal’e “Devlet adamlarını koruyamadığımız” konusunda uzun bir konuşma yaptı..
O gün bu gün hala bu işi
çözemedim. Kim böyle bir konuda konuşan bu adamı nasıl bulmuştu… Bu adam ne
zaman bu konuda çalışıp, konuşur hale gelmişti. Suikast ve bu konuda konuşmak
nasıl bir tesadüf idi?
4 – Yıllar sonra Akçakoca’ya gittim..
Orada kiminin meczup olarak bildiği ve vefat edince “evliya” olduğunu öğrendiklerinden Evliya Camii bahçesine defnedilen Mustafa Şaban isimli zatı duydum. Bu zatı bilenlerinden sorup araştırırken yoldaki izler bizi Angara’ya ulaştırdı.
Mustafa Şaban’ı ararken Özal’a denk geleceğim aklıma gelmezdi.
İlginçtir..
Angara’da ..
Özal’ın yakından bildiği dostlarından birinde; “Seni öldürecekler dikkat… Allah’ın ipine sarıl” şeklinde “ ikaz ettiği ve “Kartal Demirağ Suikastı”ndan çok önce Özal’a yazdığı mektup diye iddia edilen bir yazı göstereceklerdi..
”Dünya’ya, insanlara meyletmediği söylenen, dünyalık derdi olmadığı bilinen bir kişinin “cumhurbaşkanlığı makamı” ile ilgilenmesi garibimize gittiği söylenince “O, kendi ve dünyalıkla ilgili değildi. Fakat insanları etkileyen toplumsal hadiselere de ilgisiz değildi. O yüzden Özal’ı ikaz etti “ diye açıklama yapacaklardır…
Necati Çavdar
…………..
Kaynak: http://gundem.bugun.com.tr/ozal-1-numarayi-ogrendi-mi-yazisi-211453
///////////////////////////////////
///////////////////////////////////
BBP Genel Başkanı Muhsin
Yazıcıoğlu, Terör Konusundaki Çifte
Standarda Tepkili.
Yazıcıoğlu, “terör saldırılarını kınıyoruz diyerek teröre
karşı duruşunu ortaya koyarken batı
alimi tarafından sadece İngiltere’ye karşı yapılan terörist saldırıların kınanmasını,
yıllarca Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı
saldırıların es geçilmesini ve AKP Hükümetinin, basının İngiltere’deki
olaylara yanlı bakışına da tepki koydu.
“Şiddete, teröre ve anarşiye her zaman karşı duran Büyük Birlik
Partisi Kadroları olarak;
07.07.2005 tarihinde İngiltere’nin Londra kentinde meydana gelen
ve 50’nin üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırılarını kınıyoruz”
diyen Yazıcıoğlu “Terör, kimden ve nereden gelirse gelsin, nereden
kaynaklanırsa kaynaklansın, kabul edilemez” dedi.
İngiltere’de meydana gelen saldırılar
karşısında kimi çevrelerin takındığı
tutuma anlam veremediklerini belirten Yazıcıoğlu, açıklamasına şöyle devam eti:
“Londra’da olup bitenleri Türk Milleti olarak
Türkiye’de yayın yapan gazete ve televizyonlardan hep birlikte takip ettik.
Bir yandan üzüldük, bir yandan şaşırdık, bir
yandan da şoka girdik.
Üzüldük; çünkü, terörün her çeşidine, kimden
gelirse gelsin, kime uygulanırsa uygulansın karşıyız.
Şaşırdık; çünkü, 1984’teki Eruh ve Şemdinli
baskınlarıyla birlikte patlak veren bölücü teröre 30 binin üzerinde şehit veren
Türk Milleti olarak kendi evlatlarımızı kurban verdiğimiz olaylar için bile
kendi basın yayın organlarımız bu kadar geniş yer vermemişlerdi.
Şoktayız; çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nin
Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere’de meydana gelen olaylarda ölenler
için Avrupa Birliği üyeleri ile eş zamanlı olarak bugün Saat: 14.00’te 2
dakikalık SAYGI DURUŞU yapılması konusunda bütün kamu kurum ve kuruluşlarına
çağrıda bulundu.
Terörden en çok çeken milletlerin başında
gelen Türk Milleti kimin için saygı duruşunda bulunacak?
Biz bölücü teröre 30 bin şehit verirken bir
kez dönüp bakmayan, üstelik bölücü teröristlere karşı vatan-millet müdafaası
yapan Mehmetçiklerimizi soykırımcı olarak gören ve gösteren devletlerin teröre
kurban giden vatandaşları için. Terör kurbanları için evet, ama sadece kendi
acısını ve politik hedefini önemseyen terörün bir parçası haline gelmiş
devletler için saygıya hayır.
İnsan hakları adı altında PKK militanlarının
hamiliğine soyunan, bölücü teröre karşı verdiğimiz mücadeleyi her fırsatta
baltalamaya çalışan, Birinci Dünya Savaşı sonrasında sınırlarını cetvelle
çizdiği Ortadoğu’da yeni oyunlar peşinde olan İngiltere’nin terörist saldırıda
ölen vatandaşları için kendi vatandaşlarını saygı duruşuna davet eden Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan, teröre kurban verdiğimiz şehitlerimiz için İngiltere’den
böyle bir davranış istedi mi?
Bırakın saygı duruşunu; Amerika Birleşik
Devletleri ile bir olup bin yıllık Türkmeneli’ni üç-beş peşmergeye peşkeş çeken
İngiltere’den bırakın saygı duruşunu, resmi bir taziye ulaştı mı Türkiye’ye?
Bırakın Mehmet Akif’in “Tek dişi kalmış
canavar” olarak ruh fotoğraflarını çektiği sözde medeni devletleri; biz bir de
kendimize bakalım:
Osmanlı gibi bir Cihan Devleti’nin mirasçısı
Türkiye Cumhuriyeti olarak, Osmanlı okyanusu çekildiği için bataklığa dönen
Balkanlardaki Boşnak kıyımına, Kafkaslardaki Çeçen zulmüne, Irak’taki
barbarlığa, Filistin’deki çağı utandıran insanlık dramına, Doğu Türkistan’daki
sistemli soykırıma tepki verdik mi?
Buralarda devlet terörüne kurban giden
dindaşlarımız, kandaşlarımız için bırakın 2 dakikayı, 2 saniyelik saygı
duruşunda bulunduk mu?
Bosna’nın Srebrenica’da soykırıma uğrayan 8
binin üzerinde Bosnalı Müslümanlar için saygı duruşunda bulunuldu mu?
Soruyorum size, bulunduk mu?
Soruyorum İngiliz vatandaşları için bütün
kamu kurum ve kuruluşlarını 2 dakikalık saygı duruşuna davet eden Sn.
Başbakana, bulunduk mu?
Cevabı ben vereyim: Hayır!
İyi de o zaman bu çifte standart niye?
Dikkat edin, AKP bu tür davranışları
alışkanlık haline getirmeye başladı.
Amerika Birleşik Devletleri’nde meydana gelen
11 Eylül saldırılarının arkasında tüm yurtta bir Başbakanlık emri ile TÜRK
BAYRAKLARI BİR GÜN BOYUNCA YARIYA İNDİRİLMİŞTİ.
Devlet geleneğine sahip dünyanın birkaç
devletinden birinin Başbakanlık makamını işgal etmesine rağmen Dış Politikayı
Amerika Birleşik Devletlerine, İç Politikayı Avrupa Birliği’ne, Ekonomiyi de
IMF’ye havale eden Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı tarihi gafın farkında mı?
Yoksa Sayın Başbakan, dünyayı turlamaktan
kendi ülkesini, kendi insanını unutur mu oldu?
Dış Politika dengeler ve karşılıklı milli
çıkarlar üzerine kurulur.
Teslimiyet, bir diplomasi yöntemi olamaz.
Sayın Başbakan bunu bilmiyor mu?
Sizin teröristlere kurban verdiğiniz
Mehmetçiklerinizi soykırımcı olarak gören bir ülkenin teröre kurban verdiği
vatandaşları için bütün kurum ve kuruluşlarınızı saygı duruşuna davet
ederseniz, bundan sonra gelecek taleplerin önünü alamazsınız.
Teslim olursunuz.
Milli onurunuzu ayaklar altına atarsınız.
Milli bağımsızlığınızı tartışmaya açarsınız.
Milli onurunu ve milli bağımsızlığını her
türlü değerin üzerinde gören Türk Milleti, yaptığınız tarihi gafları asla
unutmayacaktır.
TIPKI,
Tıpkı Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmek ve
Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması imzalamak adına Çeçenleri terörist ilan eden
Başbakanları unutmadığı gibi!
TIPKI,
Doğu Türkistan’ın sürgündeki Cumhurbaşkanını
sınır dışı eden Başbakanları unutmadığı gibi!
TIPKI,
Doğu Türkistan’da onlarca yıldır planlı bir
jenosit uygulayan Çin’in Devlet Başkanı’na Devlet Madalyası takanları
unutmadığı gibi!
TIPKI,
Dünyanın gözü önünde insanın kanını donduran
insanlık dramlarının yaşandığı Irak’a müdahale etmesi için Amerikan askerlerine
Türk üslerini açanları unutmadığı gibi!
TIPKI,
Yıllarca tüm politikasını Filistin
destekçiliği ve anti-İsrailcilik üzerine kurup da daha sonra hemen her gün
masum Filistinlilerin kanına giren İsrail ile güvenlik ve işbirliği anlaşması
imzalayan Başbakanları unutmadığı gibi!
Milli Şairimiz Mehmet Akif’in o destansı
“Çanakkale Şehitleri” şiirinde;
“Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.”
Diyerek tarif ettiği kahraman Mehmetçiklerimizi,
Kıbrıs’ta barış için bulundukları halde işgalci, Doğu ve Güneydoğu’da vatanına
milletine sahip çıktığı için soykırımcı ilan edenlerin bir terörist eyleme
kurban verdiği insanlar için saygı duruşunda bulunmak; en hafif ifadeyle kendi
şehitlerimize hakarettir. Filistin’i, Irak’ı, Bosna’yı, Çeçenistan’ı, Doğu
Türkistan’ı reddetmek demektir.
Bu vebalin altından hiçbir siyasi irade
kalkamaz.
Sözüm ona 300 yıllık Avrupa Rüyasını gerçeğe
dönüştürdüğünü iddia eden ve Avrupa Birliği üyeliği uğruna pek çok
tartışılmazlarımızı tartışmaya açan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bu vebalin
altından kalkamayacaktır.
Milli refleksin ve milli onurun adresi olan,
Büyük Birlik Kadroları, bu tarihi ayıbı milli hafıza merkezine kaydedecek;
milli birlik ve milli dirlik uğruna cephelere koşan Mehmetçiklerimizi suçlu
ilan edenleri; sadece kendi insanları teröre uğrayınca tepki gösteren, ama Türk
Milleti’nin acılarını, terörde kaybettiklerini kaile bile almayanları
unutmayacağız.
Evet teröre kurban giden, masum ve günahsız İngiltere
vatandaşları için saygı duruşunda bulunalım. Ama lütfen onlar da Türkiye’de,
Bosna’da, Çeçenistan’da, Karabağ’da, Kerkük’te bizim şehitlerimize ve terör
kurbanlarımıza saygı göstersinler!.. Bir dakika, bir saniye…
Kimden ve kime yapılırsa yapılsın, terörde
mağdur olan herkese saygı duyuyoruz. Ama kendi mağdurlarını önemseyen,
başkalarının terör mağdurlarını hiçe sayanları da kınıyoruz… “
BİR RÜYA::
Yazıcıoğlu, “gereken her şeyi yaptık”
Bir koca salaon yada açık hava kalabalık.
Rahmetli Muhsin Yazıcığlu, “ Yapılması gereken her şeyi yaptık..Herkesle temasda bulunduk, teklif etti Ancak dinletemedik “şeklinde konuşuyor
Aslında kendisini dinleyenlerle dertleşiyor.. ,
Sonra kalabalıktan ayrılıp, kalkıp hem de yaya gidiyoruz..
Yolda da aynı derleşmeler..
Sanki biizm köy de . Henüz köye de girmiş değiliz.
Sarıtaşa doğru köye gidiyoruz..
Yolda yazıcıoğlu ‘nun bir yakın adamı.. Bu konuşulanları vr hakikatleri Tv de …. Proğramında anlatacağız. Bunun için bir yapım hazırladık. ..Falanca tv bu akşam şu saatte yayınlayacak.Mutlaka izleyin diyor…
777777777777777777
Uyanıyorum ki
Tv çalışıyor ve haberleri veriyor.
Diyarbakırdaki saldırıda Baro Başkanı Elçi’nin ölümü olayını anlatıyor.
Elçi, Dörtayaklı minarenin ve Diyarbakırın tarihi mirasının öneminden bahsederek saldırıların, çatışmaların son bulmas-ını istiyor..
Ve…
Daha önce “ PKK, terör örgütü değil..PKK, silahlı siyasal örgüt” dediği için tepki alan ve tutuklanarak istanbula getirilip mahkemeye çıkarılan Baro başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesinde şüphelerim olmuştu..Acaba..
Fakat tv deki haberi dinleyince..PKK’nın yada başka bir örgütün suikast yaptığı ağırlık kazanıyor..
Acaba hangi tv diye baktım.
Termikel firmasının “a tv”si Kanal a..
Meğer tv zaten çalışıyormuş..Gözümde gözlükle uyumuşum..
Saate baktım gece 1,5 gibi…
Rüya ile tv de dinlediklerimin bir ilgiis yani “devletin biz her şeyi yaptık fakat örgüt saldırıyı gerçekleştirdi” yaklaşımının ilgiis varmıydı bilmiyorum
…………..
Dünya karışık.
Türkiye kuzey güneyden ve de içerden karışık..
Hayır olur inşallah
29 Kasım 2015 Ahimesut/alsancak
////////////////////////////////////////////////Yazıcıoğlu:
NATO
oparasyonu mu?
Necati Çavdar
Elim
hadiseden bir kaç gün önce tvler(zannederim NTV) görünmez uçak diye bilinen
Avaksların Batman\'a indiğini belirtiyordu. Helikopterin düşmesinde bu
uçakların etkisi olabilir mi? Bu şüphemi vefatı açıklanmadan yazdığım şiirde de
belirtmiştim.
08/03/2011, 12:34
\'Muhsin Başkan helikoptere binmesin\'
http://dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=150268
Muhsin
Yazıcıoğlu\'nun kaza yaptığı helikopterle ilgili işadamı Ahmet Demir\'in,
\"Başkan o helikoptere bineceğine minibüsle gitsin daha iyi\" uyarısı
yaptığı ortaya çıktı.
08/03/2011, 12:3
http://www.dunyabulteni.net/haber/150268/muhsin-baskan-helikoptere-binmesin
/////////////////////////////////////////////////////////////////Yazıcıoğlu , Hırant ink ve Ertuğrul
kürkçü
Psikolojik Harp
Deniz Gezmiş'in adı duyulmağa
başladığında henüz 20'li yaşlarının başındaydı. Bir öğretmen olarak söylüyorum;
20 yaşında bir insan benim nazarımda hala çocuktur Fakat psikolojik Harp
kurmayları onun şahsında öyle bir hava estirdiler ki sevmeyenlerin zihnine Türkiye'yi
yıkacak , sevenlerin gözünde ise emperyalizmi yok edecek kahraman diye sunuldu.
İkisi de değildi emperyalizm teknolojik bir güçtü bu gençlerin bugünkü yakalama
gibi bir çaba ve gayretleri yoktu.
Artık kanun haline gelmiştir; yurtsever
veya milliyetçi, vatansever palavraları sıkanlara bakınız bu ülke, bu millet
veya insanlık için faydalı işe yarar bir katkıları var mı? Yoksa boş
gürültülere hiç kulak vermeyiniz. Palavra sıkıyorlar.
Ne ihtilali sevimlidir ne darbe hepsi de
kanlıdır.
Deniz Geszmiş idam edilen iki arkadaşı
aristokrat zengin çocuğu olsalardı ne olaylarda sivriltilir ne de idam
edilirlerdi.
Ümiitsiz toplumlara, ister sağcı ister
solcu ister İslamcı mutlaka semboller sunulur kurtuluş budur denilir. Halbuki
kurtulmak çabayla gayretle ilimle kalkınma ile olur.
Süleyman Demirel 12 Martta 12 Eylül'den
önce MİT'ten hiç haber alamadığından yakınır. Afrika'da Angola'da neler
olduğunu MİT hergün sahifeler dolusu rapor verirken Ankara'da Kızılay'da neler
döndüğünü bilmezdik.
12 Mart'tan önce Deniz Gezmiş efsanesi
yaratılıyor. Ancak emniyet onu yakalayamıyor. Demirel o gün Cüneyt Arcayürek'e
şunları söylüyor "ODTÜ bir yuva. Deniz Gezmiş'in orada odası var. 201
numaralı oda. Üniversiteyi Deniz Gezmiş yönetiyor.
Geçen gün arkadaşlara dedim şu Deniz
Gezmiş'i bulsam Ankara'ya Emniyet müdürü yapacağım. Arkadaşlarım bu sözümdeki
anlamı kavrayamadılar. Oysa her işte uzmanlaşma gerekir (Cüney Arcayürek
Anlatıyor s. 6)
Deniz Gezmiş Ankara'da bulunamıyor ancak askeri
müdehale için ortam hazır hale gelince Sıvas'ın Gemerek ilçesinde yağmur çamur
içerisnde bir tarlada yakalanıyor.
Bilinen hikayeler.Birileri ortaya kendilerince bir
hedef koyar Sonra o hedefe ulaşmayı kolaylaştırıcı şartlar oluşturulur.Hedef
toplum nezdinde meşrulaştırılır.Kontrollü serbestlik verilir veya bu işi
yerleştirilmiş elemanlar yapar.sonra da şartlar olu…
Devamını Gör
Abi çok teşekkür ederim meseleyi çok güzel izah
ettiniz abi
Bilal bey kardeşim. Estağfirullah. Hayatımız bunları
hem seyrederek hem de yaşayarak geçti. Adamlar açık açık söyledi şartlar
olgunlaşsın istedik diye.Olan bu milletin çocuklarına oldu.
Aynen böyle düşünüyorum. Oyun içinde oyun. Makul
yolların dışında yol yoktur.
Bu topraklar öyle topraklar ki, yüzlerce medeniyet
gelmiş geçmiş, Cumhuriyeti kuranların gözleri önünde koskoca bir imparatorluk
çökmüş, parçalanmış ve yok olmuş. Bu devletin kurucuları bu yıkımın nedenlerini
ve sonuçlarını gördükleri için, sürekli ola…
Devamını Gör
Üstadım Bu yazısı Facebook'ta bir yorum altı
yorumu olarak kalmaması lazım Daha fazla arkadaşın okuması lazım yazıyı
bu yazdıklarımı bizim mahallenin şövalyeleri
kabul etmez, önemli değil ama gerçek bu maalesef kutsallarına saldırı kabul
Ya da
Mahir Çayan feda edilip,
Her oluşumda kullanılmak üzere Ertuğrul Kürkçü;…
Ve ya gündüz gözüne
Kızılayı ortasında
Mason tekkesinin tam karşısındaki BBP binası 100 kişi
tarafından basılır. Ama rahmetli Muhsin beyin makamına, katına çıkmazlar.. Her
yer Talan edilir ve çekip giderler de kimse yakalanıp kimsiniz, nestiyorsunuz
denilmez
abi bu ne zaman oldu ilk kez duyuyorum baskını
yapanlar kimdir sağcımı solcumu
Veya en korunulması gereken CUMHURİYET gazetesi
bastırılır..
Korunması, gözetilmesi gereken JIRANT Dink, öldürülüp
AYAĞI DELİK KAHRAMAN üretilir
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idealini küçümsememek
lazım.... Gençlik dönemi idealizm dönemidir, haksızlıklara tahammül edilemeyen
bir dönemdir, kanların kaynadığı dönemdir, reform ve değişim istekleri
dönemidir ....
Gençlik, müesses nizam ile ondan beslenen yaşlı
profesyonel siyaset ve bürokrasi erbabı için tehlikedir ...
Gençlik, dağ-sol, İslamcı - kemalist, Türk-Kürt, ...
denilerek kullanılır. Aslında her iki kampında hedefi ortak, kelimeleri /
jargonları farklıdır: vatan - yurt, millet - ulus / halk, inkılap - devrim, ...
Gençler birbirine karşı kırdırılır. 12 Eylül olur, darbeci-başı K. Evren itiraf
eder: "iti ite kırdırdık"... Ve aynı oyun yıllardır tekrar eder
durur.... A. Einstein der ki; "aptallık hata yapmamak değildir, aptallık
hep aynı hatayı yapmak ve her defasında farklı sonuç beklemektir."
Bilal hoca bu ilginç yazıyı paylacağız ama paylaşma
omadığı için yapamıyoruz paylaşmalı gönder
Abi paylaşıma açtım Şimdi paylaşılıyor olması
lazım
Allah razı olsun Saygıdeğer Hocam.Müsaadenizle
paylaşıyorum.Selamlar,saygılar...
Deniz Gezmiş'in Amerika-İsrail karşıtlığı
bu milletin kahir ekseriyetinin ve tüm siyasi
partilerin sözde ortak görüşüdür.
Fakat şu da vardır ki, 1948'den sonra bu ülkede kimin
iktidar olacağına ve iktidarın politikalarına doğrudan Amerika ve İsrail'in
karar verdiği de bir gerçektir.
Şayet Deniz Gezmiş Filistinlilerle birlikte İsrail'e
karşı savaşmasa, ABD elçisi Kommer'in aracını ve ABD bayrağını yakmasa, 6. Filo
eylemlerine katılmasa, kati surette idam edilmez, hatta baş tacı edilirdi.
Onun, idamı Amerika ve İsrail'in bu millete verdiği
bir gözdağıdır aslında.
Fakat, Gezmişlerin idamında bizi ilgilendiren asıl
konu içimizdeki Amerikalıların kimler olduğunun açığa çıkmasıdır bence.
Tamam, sağcı, milliletçi, muhafazakar ve islamcılar
Amerika askeri olmayı Türk askeri olamaktan daha şerefli saydıklarını, ABD
askerinin yerine ölmek için Kore'ye gönüllü gidip, orada Amarika için gönüllü
ölerek zaten gösterdiler ama Atatürkçüler ve CHP'liler güya Amerika
karşıtıdırlar!
Oysa, Gezmişlerin idamında Kemalistler ve CHP'lilerin
de en az milliyetçiler ve İslamcılar kadar Amarikalı oldukları ortaya çıktı.
Zira, Kemalist ordu, Gezmişleri idam edip, ülkemizdeki
Amerika karşıtlarına gözdağı vermek için darbe yaparken, 144 CHP'li vekilden
sadece 47'sinin Gezmişlerin idamına ret oyu vermesi, kurumsal olarak CHP'nin de
Amerika'nın emrine amade olduğunu alenen ortaya koymuştur.
Millete zulmeden
KAMALİStler, biz sizin dünyanızda
değiliz..
Bu millet sabretti , direndi, dayandı
ama dünyanız da olmadı.. ve MİLLETE düşman sizin dünyanız KARANLIk hem de
KAPKARANLIK
https://www.facebook.com/ihtiyarheyetisayfasi/videos/2237407776537965/
https://www.facebook.com/ihtiyarheyetisayfasi/videos/2237407776537965/?t=7
İKİ hatıra..Türkeş,Yazıcıoğu ve Edabali
Hasan
da bizim çocuğumuz Güçlü de
17Hasan
Çıplak ve 16 diğer kişi
Muhammed
Fatih çocuklar başka yerde çocukların sahibi....acı değil mi
Bunu gizle veya şikayet et
Bilal Sürgeç ne
yapalım abi bir ev kuramadık yoksa 32 yıl önceden Hasan'la Mallatya il
başkanlığımda sokak sokak karış karış çalışmıştım. Başka evlere evler kaptıysa
mutlaka bizde de kusur olmuş olması lazım. Yoksa iki arkadaşımız da eski baba
ocaklarına kem söz ettikleri yok. Hasan Bey'le ortak geçmişimi, inkar edersem
kul hakkına girmiş olurum. Allah indinde bundan korkarım.
Muhammed
Fatih Maksadım sizi yada bahsettiğiniz arkadaşları
eleştirmek değil. Genel bir problemimiz. Ne yazık ki bu problemi çözemedik.
Ancak YMM nin ve kurucu ağabeylerinden olan Sayın Edibali Millet Partisinin
başında ve bu partide siyaset hayatına devam ediyor. bunun da bir anlamı olsa
gerek...Hoca duruyor öğrenciler başka yerde...
Bilal Sürgeç Muhammed
Fatih değerli
ağabeyim Aykut Bey politikacı değil Sezai Karakoç gibi bir düşünce insanı
onlardan günümüz politikacilarinin repliklerini bekleyemeyiz onlar yüz yıllara
hitap ederler
Necati Çavdar Bilal
Sürgeç bey,
benzer durumu Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu için "parti lideri değil..Olamaz
da ..Olsa olsa gül dergahının şeyhi dir Orada yetişenler başka partilerde iş
bulur,hayata katılır" şeklinde yazmıştım..Okumuş..Çağırdı
görüştük..Kanatimi orada da söyledim.. "Biz parti değilkmiyiz..vs
"dedi.Hukuken öylesiniz. Hakikat ve Millet nazarında değil..Siizn
misyonunuz daha farklı vs dedim..Ve hali, aynel yakin ispat etti..Dedim hal bu
hal..Eğer parti ve lideri olsa iidn bunu yapmaz şöyle yapardın dedim..
anlaştık..
Bilal Sürgeç Necati
Çavdar abi
harika bir anekdot çok güzel
Necati Çavdar Bilal
bey o yazı Anayurt gazetesinde yayınlandı.
.Fakat, AKP zulmü nedeniyle
gazete benim 10 yıla yakın yazdığım tüm yazılarımı "sansür" etmek
zorunda kaldı..
Elbet arşivlerde
vardır..
Benzer bir şeyi de
Rahmetli Türkeş beyin cenazesinde yaşadık ..
Hava soğuk ama katılım
kalabalık..
Kocatepeden alınan
naaş Geenlkurmay'ın önünden geçerken halk; sanki bir yere mesaj için olanca
gücüyle hançeresinden Allahü Ekber, nidasını çıkarıyor..
Bir genç dedi ki;
"ağbi madem bu
kadar kalabalığız..Niye, iktidar olamıyoruz. Halk oy vermiyor..Şu manzara
sandığa yansımıyor..
Dedim ki buralar
okuldur. Düşünce üretim ve ona göre şekillenme yerleridir. Buralarda
yetişirsiniz başka yerlerde iş bulursunuz..Bu insanların vazifesi
yetiştirmek.yoksa iktidar etmek değil..
İktidar olmak için saf
düşünce yetmez..
Herkesin kendi rengini
taşıdığı ya da renginin seçilmediği fakat hissesi oranında da pay alacağı,
dağıtılacağı
Bulanıklık gerek..”
//////////////////////////////////////////////////
Bu yazı sevgili kardeşim Necati Çavdar emeği ile gerçekleşti aziz
vatanımın aziz delikanlısının acizce planlanmış sonunu hiç bir zaman
unutmayacağız.günülden umutsuzca sevgiler seninle olsun.
13Sen,
Mustafa Tunç, Süleyman Bülbül ve 10 diğer kişi
Yorumlar
Necati Çavdar Eyvallah, teşekürler
Necati Çavdar Eyvallah.. Es SELAM......
Necati Çavdar kendi fotoğrafını paylaştı.
Şehadetinin 7. sene-i Devriyesi vesilesiyle
Rabbim cümle şehitlerimizin, tüm rahmete kavuşan Gazilerimizin, ebedi aleme
göçen tüm müninlerin makamlarını ali eylesin..
Kalan Gaizlerimize ve tüm iman sahiplerine sağlık afiyet ve iki cihan saadeti
nasip eylesin
SOSUZLUK
YOLCUSU, PEYGAMBER ÇİÇEĞİ... MUHSİN ...
peygambercicegi.blogspot.com/
Necati Çavdar, Coşkun Arslan ve Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte.
Peygamber, Çiçeği..Millet, gülü Şiiri - Necati Çavdar
www.antoloji.com › Şiir ›
MUHSİN YAZICIOĞLU..... PEYGAMBER; Çiçeği.. MİLLET ...
necaticavdar.blogspot.com...
82Affan
Güngör, Ayse Köylü ve 80 diğer kişi
Yorumlar
Affan Güngör Nur içinde yatsın!..
Salih Demiryürek Allah rahmet eylesin makamı cennet olsun
Adnan Elver ALLAH RAHMET EYLESİN
TC Mustafa Zor Allah rahmet eylesin.
Şükrü Kaya Yaren Derman TÜRKİYE İÇİN BİR DEĞERDİ.**
///////////////////////////////////////