13 Nisan 2009 Pazartesi

Muhsin Yazıcıoğlu'nuSON ZİYARET, ve #MuhsinYazıcıoğlu

Muhsin Yazıcıoğlu'nu son ziyaretimden kalan anı




temmuz 2005 

/////////////////////////////////////

UFUK TURU

 

 

BBP Genel Baflkan› Muhsin Yaz›c›o¤lu  Türkiye gündeminde yer alan sorunlar› AK‹T'e de¤erlendirdi.

 

 

 

DEMOKRAKRAS‹  ASKER‹ BÜROKRAS‹N‹N JEST‹D‹R

******Türkiyede Demokrasi afla¤›dan yukar› do¤ru mücadele edilerek kazan›lm›fl de¤ildir.Ülkemizde demokrasi askeri bürokrasinin sivil halka bir jesti gibidir.

HALK DEMOKRAS‹YE SUSAMIfiTI

 

******Halk l946lara kadar yaßamÝß olduÛu antidemokratik, baskÝcÝ, dayatmacÝ zihniyetin ve tek partili yšnetimin bunalÝmÝnÝ aßmak aÝsÝndan da bir fÝrsat olarak gšrdü¤ü kendisine bahfledilmifl olan demokrasiyi kabul etti.

RANT‹YEC‹LER‹N PAY KAPTIRMA KORKUSU D‹KTAYI DAVET ED‹YOR

 

******* Rekabetsiz bir ortamda devletin elinde toplanmÝß olan ekonomik rantlarÝ kullanabilenler karßÝlarÝnda kendileri ile rekabet edecek  pazarlardan yararlanmasÝ pay almasÝ endißesi karfl›s›nda öfkeye kap›l›yorlar,ellerindeki bu avantÝji kaybetmek istemiyorlar.bundan dolayÝ bunlar Ÿlkede gerilim meydene getirerek demokrasiye mŸdehale ettiriyorlar var olan bir takÝm carpÝklÝklarÝ derinleßtirerek taraflar oluyturup bunlarÝ atÝßtÝrmak suretiyle gergin ortamlar olußturuyorlar.Bu atÝßma ortamlarÝndan bunalan halk da sorunlarÝnÝ šzecek yönetim Askeri yönetim dahi olsa onu kabulleniyor.Yani askeri yšnetimler halka zorla da olsa kabul ettiriliyor.

 

 

DEMOKRAS‹ PUT DE⁄‹LD‹R

*********Asl›nda Demokrasi aßÝrÝ idealize ettiÛimiz veya putlaßtÝrdÝÛÝmÝz rejim deÛildir.  Ancak varolanlarÝn ierisinde en az zararlÝ olan rejim demokrasidir.Demokrasi bŸtŸn sÝnÝrlarÝ belirlenmiß bir iksir gibi toplumun hemen imesiyle kurtulacak birßey deÛildir.

HAYAL‹ KORKULARLA ORDU S‹YASETE ÇEK‹L‹YOR

**********Türkiye'de baz› çevreler kendi kafalar›ndan muhayyel  birtak›m tehdit unsurlar› oluflturuyorlar.,"Millet bölünüyor","Devlet y›k›l›yor","Türkiye ortaça¤ karanl›¤›na bürünüyor" gibi vehimlerle milletimizin en güzide gücü olan ordu asli görevinden al›narak siyasetin arac› haline getiriliyor.Bir kesime karfl› bir kesimin kulland›¤› bir sopa durumuna sokulmak istenmektedir.Bunu Balkan Harbi öncesinde yapm›fllard› ve arkas›ndan Balkan bozgununa u¤rad›k. Daha halen toparlanam›yoruz.Demeki orduyu siyasetin içine

çekmek ülkeye yap›lacak en büyük kötülüktür.

 DARBEYE SEBEP M‹LL‹ ‹RADEDEN TAV‹Z

     

*******Millet iradesi ile iktidara gelmifl olanlar›n biraz da milletin verdi¤i hakk› ve hukuku korumas› laz›md›r. Bu iradeyi ortaya koyamayanlara ne kadar güzel yetkiler verirseniz verin ne kadar iyi bir sistem getirirseniz getirin o zaman dayatmalar karfl›s›nda boyun e¤ecektir .Boyun e¤di¤i için de demokrasimiz böyle "alaturka askeri demokrasi" anlay›fl›yla kör topal bir flekilde yürüyecektir.

 

 

KADINI EV‹NE HAPSETMEK ‹ST‹YORLAR

*********Bana göre Türkiyede baflörtüsü zulmü tam skolastik ortaça¤ kafas›yla yürütülüyor.Ortaça¤da  biliyorsunuz Avrupa'da cad› avc›lar› vard›.Bunlar cad› avlarlard›. O cad›lar asl›nda kimyac›lard›,bilimle u¤raflan insanlard›.Bunlar bilimle u¤raflt›klar› için deneyler yap›yorlard›. Labaratuvarda deney yaparken kaplardan ç›kan fokurtular  sihirsazl›k olarak de¤erlendirilip tutuklanarak içlerindeki kötülükler gitsin diye iflkenceye tabi tutulurlard›.Galile dünya dönüyor diye idam edilmek istenmifltir. fiimdi bu dönemde de baflörtülüler ile ilgili bir cad› avc›l›¤›na ç›k›lm›flt›r.Üniversitede okuyan bir k›z›m›z t›p fakültesinin biricisi oluyor dekan kalk›p " Ben senin birincili¤ini kabul etmem, çünkü bafl›nda bu örtü var ."diyor . ‹nançl› ve mütedeyyin kad›n› tamamen E¤itimden ,kamu ve çal›flma hayatlalar›ndan d›fllayarak evine hapsetmek istiyorlar.

BU ZULÜMLER ANCAK FAfi‹ST,TOTOL‹TER VE MARKS‹ST ÜLKELERDE OLUR

********PKK Militanlar›n›n bile özel otolar›yla hapislerinden al›narak üniversite s›navlar›na sokuuldu¤u ülkemizde hiçbir suç ifllememifl bir suçu ifllemeye  de teflebbüste bulunmam›fl baflörtülü ö¤rencilerinin okuma haklar›n›n ellerinden al›nmas› korkunç derecede ay›pt›r. Sen nas›l baflörtüsünden doloy› vatandafl›n› kendi kurumlar›na almazs›n? Türkiye bir müstemleke ülkesimidir? Bu durum ancak kast sistemi olan ülkelerde mevcuttur.baflörtülü ö¤recilere yap›lan bu haks›z ve keyfi uygulama  faflist totaliter ve d›fla kapal› marksist ülkelerde görülmesi gereken fleylerdir

 

‹RT‹CACILAR  M‹LLETE DAYATIYOR

*********Meclisimizde ç›kart›lacak olan yasalar gerçekte irtica yasalar›d›r.Yani bu ülkeyi insan hak ve özgürlükleri alan›nda inanç ve teflebbüs hürriyeti alan›nda 46 öncesine döndürme yönelik çabalard›r.Türkiye bir hoflgörüsüzlük girdab›na çekilerek kendi kültür ve medeniyetinin d›fl›nda bir medeniyet dayatmas›yla karfl› karfl›yad›r.

HAKKI  EL‹NDEN ALINANLARA BOYUN E⁄‹N DEN‹YOR

 

**********Baflörtülü ö¤rencileri rencide edici yasad›fl› davran›fllara tepki göstermesi gerekenler ona tepki göstermek yerine hala okuma hakk› elinden al›nm›fl olan k›za 'yasalara uyun 'diyorlar.Bunlardan biri de ANAP'l› Agah Oktay Güner'dir.Bu gibi insanlar dalga k›ran olarak orta yerde duruyorlar.Bu dalga k›ranlar›n bir flekilde siyaset sahnesinden at›lmas› laz›md›r.

ZULÜM EBED‹ OLMAMIfiTIR

 

********Ben bu olanlar› nefretle,fliddetle,i¤renerek k›n›yorum ve birgün bunun mutlaka hesab›n›n sorulaca¤›na inan›yorum onu birileri mutlaka soracakt›r.Tarihin hiçbir döneminde mazlumlar daima mazlum kalmam›fllard›r.Alma mazlumun ah›n› ç›kar aheste aheste denilmifltir.Ben bu zulüleri yapanlar›n bilgisayarlarda kaydedilerek bir emvanter tutulmas›na inan›yorum.

 

FÜZE GÖNDERD‹N‹Z DE BAfiÖRTÜSÜNE M‹ TAKILDI ?

******* Labaratuvarda yeni bulufl yapt›larda baflörtülülererin örtülerine mi tak›ld›?Veya füze gönderdilerde k›z›n baflörtüsü mü tak›ld›?Türkiye k›l›kla k›yafetle bafltaki takkeyle, örtüyle ,sakalla u¤raflaca¤›na gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤i ortadan kald›racak,iflsizli¤i önleyecek, bölgeler aras› kalk›nm›fll›k farkl›l›¤›n› ortadan kald›racak yerinden ,yönetimi sa¤layacak ve adaleti gecikmeden tecelli ettirecek bir yeniden yap›lanmay› tart›flmal›d›r. Bilgiyi daha çok kullanacakve  üretecek insan yetifltirmelidir.

BATININ  FOYASI ORTAYA ÇIKTI,P‹YON OLMAMALIYIZ

 

 

 

 *********    Türkiye art›k bat›n›n ufla¤› olmaktan ç›kmal›d›r.Yeni aray›fllar içine girmelidir.Türkiye yirmi birinci yüzy›la girerken çok önemli avantajlar yakalam›flt›r.Bosna - Hersekte ve Çeçenistan olan insanl›k d›fl› olaylar bize bir ders vermifltir.Akl›m›z› bafl›m›za almam›z› ö¤retmifltir.Bize d›flar›da ne tür bir milli  politika izlememiz gerekti¤ini göstermifltir.Buralarda nice masum insan ölürken Bat›n›n bu olaylara tepkisiz kalmas› bizim Bat› ile olan iliflkilerimizi bir kez daha gözden geçirmemiz icab etmiflti fakat hükümetler bunu yapmad›lar.

 f=åBf8åAòú'<ıb◊BÿTOKOLÜ MECL‹SE SAYGISIZLIKTIR

***********‹ki Liderin biraraya gelerek belli konularda anlaflm›fl olmas› yad›rganacak fley de¤ildir.Yani siyasetçiler ne kadar çok uzlaflabiliyorlarsa ne kadar çok diyalog içinde olabiliyorlarsa ne kadar ortak meselelerini ço¤altabiliyorlarsa onispette memlekete faydal› olurlar.onun için bizim iki lider niye biraraya geldianlaflt› diye bir rahats›zl›¤›m›z olmas biakis seviniriz.bizim rahats›zl›¤›m›z bu anlaflmalar›n yazboz tahtas› haline getirilerek sürekli de¤iflkenlik göstermesi ve ›srarla yap›lan de¤iflikliklerin milletin üzerindeki olumsuz etkileridir.türkiyede vatandafl›n kabul etmedi¤i antidemokratik irtica yasalar›n›n yasalaflmas› hususunda bir mutabakata varm›fl olmalar›d›r yani demokrasi d›fl› güçlerindayatmac›lar›n istedikleri do¤rultuda hareket etme hususunda anlaflm›flolmalar›d›r.iki liderin biraraya gelipte böyle bir karar almalar› hem parti guruplar›n›n hemde parlementoya karfl› bir saygis›zl›kt›r.‹flte bu Türkiye'deki sözde demokrat tatl›su devrimcisi ayd›nlar›n s›k s›k baflvurmufl olduklar› bir usuldür

HAKLK SANDIKTA ÇÖZSÜN

 ********  Türkiye ya ciddi bir flekilde baflkanl›k sistemini tart›flmal› onun altyap›s›n› oluflturmal›  yada sand›ktan sonra üç ay koalisyon tart›flmak yerine sand›ktan evvel koalisyonlar›n kurulup milletin tercihine sunmas› laz›m.Yani vatandafl›n sand›¤a gitti¤i zaman üç tane tercihi olmal›d›r.Bunlardan biri partisini tercih etmek, ikincisi partisinin gösterdi¤i adaylar aras›ndan hangisini istiyorsa onu tercih etmek, üçüncüsü ise sand›ktan evvel kurulacak olan koalisyon hükümetleri adaylar›ndan birini tercih edebilmelidir. o zaman hem temsilde adalet olur hemde yönetim istikrara kavuflur.bu sistem Fransa'da ,Japonya ve ‹talya'da uygulanm›fl baflar› sa¤lanm›flt›r.

.

Necati  Çavdar - Fevzullah Gültekin  / ANKARA

 

 

     BBP Genel BAflkan› Muhsin Yaz›c›o¤lu Türkiye'nin gündemindi ki sorunlar›  AK‹T'e  de¤erlendirdi.

 

 

 

 

122 yÝllÝk demokrasi tecrŸbemize raÛmen neden demokrasi hala sorgulanÝyor.Biz demokrasinin neresindeyiz?

DEMOKRAS‹; KAZANILMADI ,ASKER‹ BÜROKRAS‹N‹N JEST‹D‹R.

-TŸrkiye'de demokrasi aßaÛÝdan yukarÝya doÛru mŸcadele edilerek elde edilmiß deÛildir.aslÝnda TŸrkiye'de demokrasi askeri bŸrokrasinin si vil halka bir jesti gibidir.yani TŸrkiye'nin bir sahibi vardÝr.ve bu sahip halka bir mŸddet kÝyak gemiß oluyor.askeri yšnetim buyurun idare edin ama ben beÛenmediÛim zaman alÝrÝm elinizden demißtir.

 Bu šzellikle Cumhuriyetten sonra 46 lara gelene  tek partili sisteme gšre idare edilmiß olan Ÿlkemizde 46dan itibaren muaza bir ßekilde demokrasiye geçilmifltir.TŸrkiye belli dengeleri hesap ederek bir blok ierisinde yer almak istemiß ve tercihini bat› blokundan yana  koymufltur.BatÝ blokundan olmasÝ tŸrkiyenin ok partili sisteme gemesi noktas›nda  etkili olmufltur

 

DEMOKRASÜNÜN BELASI DARBELER

Türkiye Kore'ye asker gšndererek ve ok partili sisteme geerek kendini batÝya kabul ettirmeye alÝßtÝ .Bunun sonucunda da NATO ve bat› blokuna geçti.Halk l946lara kuadar yaßamÝß olduÛu antidemokratik baskÝcÝ dayatmacÝ zihniyetin ve tek partili yšnetimin bunalÝmÝnÝ aßmak aÝsÝndan da bir fÝrsat olarak gšrdŸ ve yukarÝdan aßaÛÝya bahßedilmiß olsada bu demokratik geiß dšnemin iyi kullanarak DP'yi ok gŸlŸ bir ßekilde tek bafl›na iktidara getirdi.Sonra belli bir sŸre demokrasiye alÝßtÝ alÝßacak dediÛi zaman 27 MayÝs darbesi gerekleßti.ardÝndan 12 eylŸl ve 28 ßubat postmodern darbesiyle  Ÿlkede demokrasi askÝya alÝnmÝß oluyordu.

RANT‹YEC‹LER‹N PAY KAYBETME KORKUSU D‹KTAYI DAVET ED‹YOR

 

Okunuflu bile insan› ürperten darbe neden yap›l›yor veya darbelerin yap›lmas›na kimler neden oluyor?

 

Bunu flöyle aç›klayabiliriz,kapalÝ rejimlerde bilgi belli rekabetsiz bir ortamda devletin elinde toplŸanmÝß olan ekonomik rantlarÝ kullanabilenler karßÝlarÝnda kendileri ile rekabet edecek  pazarlardan yararlanmasÝ pay almasÝ endißesi karfl›s›nda öfkeye kap›l›yorlar.Ellerindeki bu avantÝji kaybetmek istemiyorlar.bundan dolayÝ bunlar Ÿlkede gerilim meydene getirerek demokrasiye mŸdehale ettiriyorlar var olan bir takÝm carpÝklÝklarÝ derinleßtirerek taraflar oluyturup bunlarÝ atÝßtÝrmak suretiyle gergin ortamlar olußturuyorlar.Bu atÝßma ortamlarÝndan bunalan halk da sorunlarÝnÝ šzecek yšnetim Askeri yšnetim dani olsa onu kabulleniyor.Yani askeri yšnetimler halka zorla da olsa kabul ettiriliyor.

 

ÜLKE DE STAB‹L‹ZE EDÜLÜYOR

Evet maalesef öyle oluyor.Suudi Arabistanda  bir adamÝn baßÝ kesiliyor 'aman tŸrkiye'ye ßeriat geliyor' yaygarasÝ koparÝyorlar halbuki suudun ßeriatla bir ilgisi yoktur . yani Suutta  KrallÝk var. Suudun adam kesmesi islama maledilerek ordaki uygulumanÝn bir KralÝn tercihi olarak deÛil de islamÝn bir tercihi olarak gšsterip  TŸrkiye'de  islam denildiÛinde  hemen baß ve kol kesilmesini hatÝrlatmak istiyorlar .Yani dÝßÝrada gšrŸlmŸß birtakÝm hadiseler Ÿlkede tehdit unsuru haline getirilerek belli zinde gŸlerimiz kÝßkÝrtÝlÝp harekete geiriliyor. TŸrkiye bir bakÝma de stabilize  edilerek Ÿlkenin istikrarsÝz olmasÝna yolaÝyorlar.

 

Sizce herfleyin çözümü demokrasiden mi geçmektedir.Bize Demokrasinin Türkiye versiyonundan biraz sözedermisiniz?

 

DEMOKRASÜNÜN YOLU TEMSÜLDE ADALET ÜLKESÜNDED‹R

Asl›nda Demokrasi aßÝrÝ idealize ettiÛimiz veya putlaßtÝrdÝÛÝmÝz rejim deÛildir.  Ancak varolanlarÝn ierisinde en az zararlÝ olan rejim demokrasidir.Demokrasi bŸtŸn sÝnÝrlarÝ belirlenmiß bir iksir gibi toplumun hemen imesiyle kurtulacak birßey deÛildir. DŸnyadaki demokratik Ÿlkeler sorunlarÝnÝ bŸyŸk šlŸde azaltmÝßlar ve bunu sivil, oÛulcu, hukukun ŸstŸnlŸÛŸne dayanan yšnetim metodlarÝ ile aßmÝßlardÝr.TŸrkiye'de ise Ÿlke kaynaklarÝnÝ kullanan kŸŸk bir azÝnlÝÛÝn bu imkanÝ elinden Ýkartmamak iin koyduÛu irade var.Bu irade sahipleri kendilerine gšre demokrasi olißtdurarak aslÝnda hi alakasÝ olmayan birtakÝm ßekiller olußturup adÝ demokrasi olsun da sonu bizim istediÛimiz gibi ÝksÝn diyorlar.bunu kÝrmadÝÛÝmÝz sŸrece  kÝsÝr dšngŸ  sŸrŸp gidecek.Bunu kÝrmanÝn yolu sandÝktÝr.Millet'in  iradesinin kesintisiz ve kuflkufluz bir flekilde meclise yans›mas›n› sa¤lamakt›r.Yani temsilde adalet ilkesinin tam olarak ifllemesidir.

Türkiyede baflkalar›n› dini siyasete alet etmekle suçlayanlar›n   askeri siyasete alet  etmesi  o derece tehlikeli de¤ilmi?

 

ORDUYU S‹YASETE ALET ETMEK ÜLKE ‹Ç‹N YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR

Elbetteki do¤rudur.Bak›n Türkiye'de baz› çevreler kendi muhayyel kafalar›ndan birtak›m tehdit unsurlar› oluflturuyorlar."Din elden gidiyor","Millet bölünüyor","Devlet y›k›l›yor","Türkiye ortaça¤ karanl›¤›na bürünüyor" gibi vehimlerle milletimizin en güzide gücü olan ordunun al›narak siyasetin arac› haline getiriliyor.Bir kesime karfl› bir kesimin kulland›¤› bir sopa durumuna sokulmak istenmektedir.Bunu balkan harbi öncesinde yapm›fllard›ve arkas›ndan Balkan bozgununa u¤rad›k daha halen toparlanam›yoruz.demekki orduyu siyasetin içine

çekmek ülkeye yap›lacak en büyük kötülüktür.

 

Hani Nasrettin Hocan›n bir sözü vard›r,"yahu bu h›rs›z›n hiç mi suçu yok?"diye.fiimdi biz de diyoruz ki darbelerin yap›lmas›nda sivillerin hiç mi suçu yok?

 

 

DARBELER‹N B‹R SEBEB‹DE M‹LL‹ ‹RADEN‹N KULLANILAMAMASIDIR

Siyasi Partiler veya iktidara gelmifl olanlar iktidarlar›n› yasalar›n kendilerine vermifl oldu¤u imkanlar› kullanamad›lar.elbette biz hiç kimseye ç›k yel de¤irmenleri ile dö¤üfl, donkiflotluk yap ,demiyoruz.Asla hiçkimseyi tahrik ve teflvikte etmeyiz .lüzumsuz yere kimsenin aln›n› da kafl›may›z. Bizim iflimiz siyasetçi olarek ülkenin problemlerini belirleyip onlara çözüm üretmektir.Ama millet iradesi ile iktidara gelmifl olanlar›n biraz da milletin verdi¤i hakk› ve hukuku korumas› laz›md›r. Bu iradeyi ortaya koyamayanlara ne kadar güzel yetkiler verirseniz verin ne kadar iyi bir sistem getirirseniz getirin o zaman dayatmalar karfl›s›nda boyun e¤ecektir .Boyun e¤di¤i için de demokrasimiz böyle "alaturka askeri demokrasi" anlay›fl›yla kör topal bir flekilde yürüyecektir.

 

Türkiyede s›rf baflörtülü diye ö¤renciler okullar›ndan at›larak okuma haklar› ellerinden al›n›yor.Tam bir zulüm var.Biz sizin ve partinizin konuya ne kadar duyarl› oldu¤unuzu biliyoruz.size göre bunlar›n amaçlar› nedir?Türkiye'yi nereye  götürmek istiyor?

 

KADINI EV‹NE HAPSETMEK ‹ST‹YORLAR

Bana göre Türkiyede baflörtüsü zulmü tam skolastik ortaça¤ kafas›yla yürütülüyor.Ortaça¤da  biliyorsunuz Avrupa'da cad› avc›lar› vard›.Bunlar cad› avlarlard›. O cad›lar asl›nda kimyac›lard›,bilimle u¤raflan insanlard›.Bunlar bilimle u¤raflt›klar› için deneyler yap›yorlard›. Labaratuvarda deney yaparken kaplardan ç›kan fokurtular  sihirsazl›k olarak de¤erlendirilip tutuklanarak içlerindeki kötülükler gitsin diye iflkenceye tabi tutulurlard›.Galile dünya dönüyor diye idam edilmek istenmifltir. fiimdi bu dönemde de baflörtülüler ile ilgili bir cad› avc›l›¤›na ç›k›lm›flt›r.Üniversitede okuyan bir k›z›m›z t›p fakültesinin biricisi oluyor dekan kalk›p " Ben senin birincili¤ini kabul etmem, çünkü bafl›nda bu örtü var ."diyor . ‹nançl› ve mütedeyyin kad›n› tamamen E¤itimden ,kamu ve çal›flma hayatlalar›ndan d›fllayarak evine hapsetmek istiyorlar.

 

BU ZULÜMLER ANCAK FAfi‹ST,TOTOL‹TER VE MARKS‹ST ÜLKELERDE OLUR

PKK Militanlar›n›n bile özel otolar›yla hapislerinden al›narak üniversite s›navlar›na sokuuldu¤u ülkemizde hiçbir suç ifllememifl bir suçu ifllemeye  de teflebbüste bulunmam›fl baflörtülü ö¤rencilerinin okuma haklar›n›n ellerinden al›nmas› korkunç derecede ay›pt›r. Sen nas›l baflörtüsünden doloy› vatandafl›n› kendi kurumlar›na almazs›n? Türkiye bir müstemleke ülkesimidir? Bu durum ancak kast sistemi olan ülkelerde mevcuttur.baflörtülü ö¤recilere yap›lan bu haks›z ve keyfi uygulama  faflist totaliter ve d›fla kapal› marksist ülkelerde görülmesi gereken fleylerdir. Demokratik hiçbir ülkede böyle fley olmaz .Yani vatandafl›n inand›¤› gibi giyinerek ilim tahsil yapmas›na üretim alanlar›na girmesine engel olunamaz.ülkenin her türlü nimetinden izstifade etmesine kimse kar›flamaz .

Son günlerde s›kça duydu¤umuz kelimelerden biri de gericilik kelimesidir.Size göre dininin gere¤ini yaparak baflörtüsünü bafl›ndan ç›karnmayan ö¤renciler mi gerici, yoksa "senin bafl›ndaki örtü okumana engeldir"diyen Gürüzler yada Alemdaro¤lular m› gerici.

ASIL ‹RT‹CACI BUNLARDIR

Bana sororsan›z tabi ki Gürüz ve Alemdaro¤lular› gericidir.Ama ifl sadece bunlarla bitmiyor bak›nTürkiye flu an 50 y›l geride kalm›fl olan milli fleflik dönemine geri dönmeye çal›fl›yor.Ve bu flekli ile irticai faaliyetler içindedir.Meclisimizde ç›kart›lacak olan yasalar gerçekte irtica yasalar›d›r.Yani bu ülkeyi insan hak ve özgürlükleri alan›nda inanç ve teflebbüs hürriyeti alan›nda 46 öncesine döndürme yönelik çabalard›r.Türkiye bir hoflgörüsüzlük girdab›na çekilerek kendi kültür ve medeniyetinin d›fl›nda bir medeniyet dayatmas›yla karfl› karfl›yad›r. Tabi böyle olunca da insan f›trat› hicbir zaman haks›zl›¤a ,hürriyetsizli¤e raz› olamaz .Haks›zl›k ve hürriyetsizlik dayat›ld›¤› takdirde insanlar art›k yeter diyeceklerdir.Engellendi¤inde de buna karfl› belki daha sert tepkiler gösterecektir. Türkiye ›srarla böyle bir açmaza do¤ru sürüklenmek isteniyor.

Geçti¤imiz gün milliyetçi muhafazakar geçinen milletvekillerinden biri kamuoyunun büyük tepkilerine neden olan "okula girdmeden evvel baflörtüsünü çantan›za koyun","Yasalara uyun" gibi baz› aç›klamalar yapt›.Bu ve buna benzer insanlar›n ç›k›fllar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?

 

 

DALGA KIRANLAR S‹YASET SAHNES‹NDEN ATILMALI

 

Kimse k›zlar›m›za kanunlara uymay›n demiyor. Asl›nda yasad›fl›l›k k›zlar›n hareketinde de¤il YÖK Baflkan› Kemal Gürüz , ‹stanbul Üniversitesi Rektörü Kemal Alemdaro¤lu  ve buna benzer bir k›s›m kafalar›n dayatmalar›ndad›r.baflörtüsünü yasaklayan bir anayasa maddesi yoktur. Caddede giderken oktula al›nmam›fl  okula al›nmad›¤› içinde okulunu terkedip giderken arkadar gelip robotlaflt›r›lm›fl birtak›m polisler taf›ndan bafl›n›n örtüsü halk›n icinde aç›lan bir k›z›n u¤rad›¤› bu haks›zl›¤a biu hakarete bu rencide edici yasad›fl› davran›fla tepki göstermesi gerekenler ona tepki göstermek yerine hala okuma hakk› elinden al›nm›fl olan k›za yasalara uyun diyorlar.Bunlardan biri de ANAP'l› Agah Oktay Güner'dir.Bu gibi insanlar dalga k›ran olarak orta yerde duruyorlar.bu dalga k›ranlar›n bir flekilde siyaset sahnesinden at›lmas› laz›md›r.

Bu zulümleri yapanlar›n zulümleri yanlar›na m› kalacak.Zalimler Zulümlerine hep devam m› edecekler.Bunlar›n hesaplar›n› kim soracak?

 

HESAPLARI SORULACAK

Bunlar›n cezalar›n› evvela Allah verecek.Allah›n cezas› hiç kimsenin cezas›na benzemez.Bir dönem halka k›z›n›z› niye okula götürmüyorsunuz diye zulüm ediliyordu flimdi halk tamam k›z›m okusun ve mevcut e¤itim kurallar›na uygun bir flekilde okusun bu seferde sen k›z›n› okula niye gönderdin diye bask› yap›l›yor.halk bu mat›¤a e¤er tepki göstermiyorsa hala bütün bunlar istenmeyen olaylara sebebiyet vermiyorsa Allah'a çok flükür ki bu bizim milletimizin sa¤duyusundand›r.Bu milletin tahammülündendir. Bana göre halk›n bu iyi niyeti istismar ediliyor.

son zamanlarda baflörtülü ö¤rencilerin üzerine bu kadar s›k gidilmesinin Türkiye'yi çok tehlikeli ciddi dönemeçlere do¤ru tafl›yor.Ben bu olanlar› nefretle,fliddetle,i¤renerek k›n›yorum ve birgün bunun mutlaka hesab›n›n sorulaca¤›na inan›yorum onu birileri mutlaka soracakt›r.Tarihin hiçbir döneminde mazlumlar daima mazlum kalmam›fllard›r.Alma mazlumun ah›n› ç›kar aheste aheste denilmifltir.ben bu zulüleri yapanlar›n bilgisayarlarda kaydedilerek sir emvanter tutulmas›na inan›yorum.

Kemal Alemdaro¤lu,baflörtülü ö¤rencilerin örtülerinin bilime ve ilme ayk›r› oldu¤unu  söylüyor.Sizce baflörtüsünün bilimle,ilimle ne alakas› var?

FÜZE GÖNDERD‹N‹Z DE BAfiÖRTÜSÜNE M‹ TAKILDI?

        Labaratuvarda yeni bulufl yapt›larda baflörtülülererin örtülerine mi tak›ld›?veya füze gönderdilerde k›z›n baflörtüsü mü tak›ld›?Türkiye bunlar› aflmal› as›l meselelere dönmeli mesela Yunanistanla savafl›n efli¤ine gelmifliz Rusya S-300 füzelerini gönderiyor ve diyorki" ben bunu ticari yap›yorum."Biz hala Enerji a盤› olan ülkeyiz.önümüzdeki 2010 y›l›nda çok büyük bir enerji darbo¤az›yla karfl›laflaca¤›z.Ama hala nüklüer enerjiye geçemiyoruz.Halbuki nüklüer enerjiye geçsek kendi milli yerli savunma sanayimizi kursak bu olumsuzluklarla karfl›laflmam›fl olaca¤›z.

               Türkiye k›l›kla k›yafetle bafltaki takkeyle, örtüyle ,sakalla u¤raflaca¤›na gelir da¤›l›m›ndaki adaletsizli¤i ortadan kald›racak,iflsizli¤i önleyecek, bölgeler aras› kalk›nm›fll›k farkl›l›¤›n› ortadan kald›racak yerinden ,yönetimi sa¤layacak ve adaleti gecikmeden tecelli ettirecek bir yeniden yap›lanmay› tart›flmal›d›r. Bilgiyi daha çok kullanacakve  üretecek insan yetifltirmelidir.

 

Türkiyenin bat›ya olan hayranl›¤› bilinmektedir.Oysa bat› AB'ye üye olmak için k›l›ktan k›l›¤a giren Türkiye'yi Birli¤e kabul etmiyor.Peki Türkiye niye hala ›srar ediyor?Sizce Türkiye flu aflamadan sonra yine Bat›ya yaranmaya çal›flmaya devam m› etmelidir?    yoksa yeni aray›fllar içine mi girsin?

 

DIfi POL‹T‹KA YEN‹DEN GÖZDEN GEÇ‹R‹LS‹N

Türkiye art›k bat›n›n ufla¤› olmaktan ç›kmal›d›r.Yeni aray›fllar içine girmelidir.Türkiye yirmi birinci yüzy›la girerken çok önemli avantajlar yakalam›flt›r.Bosna Hersekte ve Çeçenistan olan insanl›k d›fl› olaylar bize bir ders vermifltir.Akl›m›z› bafl›m›za almam›z› ö¤retmifltir.Bize d›flar›da ne tür bir milli  politika izlememiz gerekti¤ini göstermifltir.Buralarda nice masum insan ölürken Bat›n›n bu olaylara tepkisiz kalmas› bizim Bat› ile olan iliflkilerimizi bir kez daha gözden geçirmemiz icab etmiflti fakat hükümetler bunu yapmad›lar.Bana göre bundan sonra  büyük bir türk ve müslüman nüfüsu olan veSovyetler Birli¤i'nden ayr›lm›fl  Türk Cumhuriyetleri ile ekonomik,sosyal ve kültürel ba¤lar›m›z› kuvvetlendirerek her alanda iflbirli¤i içinde olunmas› laz›md›r.Bu ülkelerin bulunduklar› yerlerde Irak ve ‹ran aras›nda meydana gelmifl ve yIllarca sürmüfl olan savafllar›n meydana getirmifl oldu¤u tahripler var. Türkiye içeriyle u¤raflmak yerine bu konjektürel avantajlar› de¤erlendirmesi gerekmektedir.Avrupa toplulu¤u  demirçelik ve kömür iflletmecilerinin biraraya gelmesiyle kurulmufltu.Bizlerde  pamu¤umuzla, petrolümüzle ,do¤algazimizla ,alt›n madenlerimizle, uranyumumuzla, boraks›m›zla dünyan›n en önemli zenginliklerini ba¤r›nda bünyesinde tafl›yan Türk ‹slam Cumhuriyetlerimizle neden böyle iflbirli¤i içine girmeyelim ki . Türkiye iflte bunu yapt›¤› taktirde büyüyecek, kab›na s›¤mayan bir ülke olacak.Bunu yapmad›¤› takdirde de herzaman d›fla ba¤›ml› olmaya devam edecektir.

Geçti¤imiz günlerde sizin muhalefet  partileri aras›nda ittifak yap›lmas› yönünde baz› çal›yflmalar›n›z›n oldu¤unu gördük hala bu cal›flmalar›n›z sürüyor mu?

 

 

YANLIfi ANLAfiILDIM

    Asl›nda Türkiyede belli bir süredir yürütülmekte olan demokrasi d›fl› uygulamalara ,insan hak ve hürriyetleri alan›ndaki daraltmalara karfl› iflbirli¤i ,güç birli¤i yapmak için cebheleflmeye gitmeden mecliste baz› ortak ortak kararlar›n beraberce verilmesini sa¤layacak bir cal›flma içeresinde olmufltuk.Biliyorsunuz ki hangi rejim olursa olsun iktidar vard›r. ‹ktidarlar›n varl›¤› demokrasi aç›s›ndan bir fley ifade etmiyor.Muhalefet±c+úÊ<⁄ÃK      £÷6#./È˝ ˆ0äÿzuhalefet demokrasilerde olur. olmas›na inan›yorum sa¤c›s› solcu demeden flu yada bu demeden bu sebeplede 28 flubattan itibaren yap›lan bask›lar›n ve y›ld›rma ve dayatma politikalar› karfl›s›nda rahatsiz olan kim varsa herkesle evrensel insani de¤erlerde biraraya gelmek ve kifli hak ve hürriyetlerini korumak için elbirli¤i güçbirli¤i ve iflbirli¤i yapaóòÛ 2c∏í`Åa≈’ma ilk gitti¤imãs-ô   cq"f?©lv4ö©µ3±|≤«û
ñY>flƒ}


¶t
»º  ∏¤ƒû
ÿ”äC)Yà£DÒ¿AY M6

b‚6ohÁF6ePxÂnŒa1Îâµ


DB[1]GDÿ«Ïπ1ÃÅ°ÄÙcÖ›
P‑∆?Ï

Dokuz kez bir araya geldikten sonra bir protokol imzalayan Baflbakan Y›lmaz ile CHP Lideri Baykal'›n anlaflmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Sizce anlaflt›klar› protokol yürürlü¤e giribilir mi?

rf=åBf8åAòú'<ıb◊BÿTOKOLÜ MECL‹SE SAYGISIZLIKTIR

‹ki Liderin biraraya gelerek belli konularda anlaflm›fl olmas› yad›rganacak fley de¤ildir.Yani siyasetçiler ne kadar çok uzlaflabiliyorlarsa ne kadar çok diyalog içinde olabiliyorlarsa ne kadar ortak meselelerini ço¤altabiliyorlarsa onispette memlekete faydal› olurlar.onun için bizim iki lider niye biraraya geldi,anlaflt› diye bir rahats›zl›¤›m›z olmas biakis seviniriz.bizim rahats›zl›¤›m›z bu anlaflmalar›n yazboz tahtas› haline getirilerek sürekli de¤iflkenlik göstermesi ve ›srarla yap›lan de¤iflikliklerin milletin üzerindeki olumsuz etkileridir.türkiyede vatandafl›n kabul etmedi¤i antidemokratik irtica yasalar›n›n yasalaflmas› hususunda bir mutabakata varm›fl olmalar›d›r yani demokrasi d›fl› güçlerindayatmac›lar›n istedikleri do¤rultuda hareket etme hususunda anlaflm›flolmalar›d›r.iki liderin biraraya gelipte böyle bir karar almalar› hem parti guruplar›n›n hemde parlementoya karfl› bir saygis›zl›kt›r.‹flte bu Türkiye'deki sözde demokrat tatl›su devrimcisi ayd›nlar›n s›k s›k baflvurmufl olduklar› bir usuldür.Yani halk› sürü,hakk›n› hukukunu bilmeyen konumunda görüp ezme politikalar uyguluyorlar.Anlaflt›klar› protokolün yürürlü¤e girmesinin hayal oldu¤unu düflünüyorum.

 

Baykal ve Y›lmaz'›n imzalad›klar› protokole göre l998 nisan›nda seçim yap›lacak.Sizce yap›lacak ilk seçimde Hükümet partilerinin durumu ne olur.Siz BBP olarak seçime haz›r m› s›n›z?Veya seçim sisteminden memnun musunuz?

 

 

SEÇ‹M S‹STEM‹N‹ DE⁄‹fiT‹R‹N

Yap›lacak ilk seçimlerde sand›¤›n bu hükümete mezar olaca¤›n› düflünüyorum.fiu an da Türkiye bir seçime götürülmüyor.Bir idare-i maslahat yap›l›yor.çünkü gerçekten bir seçim ihtiyac› görülüyorsa o zaman hemen yap›lmas› laz›md›r.E¤er bir seçim ihtiyac› yoksa o zaman da böyle çok erkenden seçim tarihi verilmesi Türkiyenin ekonomisini alt üst eder.Bürokrasiyi ifllemez hale sokar.Ama bütün bunlara ra¤men seçim düflünülüyorlarsa biz BBP olarak seçime haz›r›z fakat biz diyoruz ki biz diyoruz ki bu secim yasas› de¤iflsin.Çünkü biz bu sistemin yönetimde istikrar› temsilde adaleti sa¤lad›¤›na inanm›yoruz.

Az önce seçim siteminde de¤iflikliklerin olmas› gerekti¤ini bu sistemin temsilde adalet ilkesine ayk›r› oldu¤unu ifade ettiniz.Peki Seçim sisteminde ne gibi de¤iflikliklerin olmas›n› istiyorsunuz?

 

KOAL‹SYONLAR SANDIKTA BEL‹RLENS‹N

   Türkiye ya ciddi bir flekilde baflkanl›k sistemini tart›flmal› onun altyap›s›n› oluflturmal›  yada sand›ktan sonra üç ay koalisyon tart›flmak yerine sand›ktan evvel koalisyonlar›n kurulup milletin tercihine sunmas› laz›m.Yani vatandafl›n sand›¤a gitti¤i zaman üç tane tercihi olmal›d›r.Bunlardan biri partisini tercih etmek, ikincisi partisinin gösterdi¤i adaylar aras›ndan hangisini istiyorsa onu tercih etmek, üçüncüsü ise sand›ktan evvel kurulacak olan koalisyon hükümetleri adaylar›ndan birini tercih edebilmelidir. o zaman hem temsilde adalet olur hemde yönetim istikrara kavuflur.bu sistem Fransa'da ,japonya ve italya'da uygulanm›fl baflar› sa¤lanm›flt›r.

 

 

YETER !SÖZ MEMURUN

 

Kamu çal›flanlar›n›n sendikal haklar›n› ü ç y›ld›r tan›mayan partilerin 24 maddesi görüflülmüfl serdika kanunun ask›ya almalar›na  tepkiler sürerken sendikalar flimdi de Hükümetin memurlara vermeyi düflündü¤ü yüzde 2O'lik maafl zamm›na tepkilerini göstermeye devam ediyor.

  Türkiye Kamu-Sen Genel Baflkan› Resul Akay,l temmizda ç›plak ayaklarla meclise kadar yürünecek eyleme haz›rland›klar›n› belirterek,"Y›lmaz ve Baykal da kim oluyoki  bizim sendikal haklar›m›zla ilgili haklar›m›z›  kapal› kap›lar ard›nda pazarl›k yap›yorlar.Bunlara bir dur demenin zaman› gelmifltir.Art›k Yeter söz memurundur."dedi.

FEYZULLAH GÜLTEK‹N

ANKARA-AK‹T

Türkiye Kamu-Sen Genel Baflkan› Resul Akay kamu çal›flanlar›n›n sendikal haklar›n› üç y›ld›r tan›mayan partilerin 24 maddesi görüflülmüfl sendika kanununun ask›ya al›nmas›n› seyretmelerinin manidar oldu¤unu ,kamu çal›flanlar›n›n anayasal haklar üzerinde Y›lmaz-Baykal aras›nda yap›lan çirkin pazarl›¤›n mutlaka bozulmas› gerekti¤ini ve bu pazarl›¤› bozacak olanlar›n kadirflinas kamu cal›flanlar› taraf›ndan nutulmayacaklar›n› söyledi.

CHP ,M‹SYONUNU B‹LE KORUYAMIYOR  

 Akay Konfedarasyon Genel Merkezinde düzenledi¤i bas›n toplant›s›nda Sosyal demokrat oldu¤unu,emekten yana oldu¤unu söyleyen CHP'nin eke¤i e emekçiyi kullanarak siyaset yapan bir ondal›k parti oldu¤unu ve Hükümet hükümet üzerindeki gücünü kamu çal›flanlar›n›n ve emeklilerin aleyhinde kulland›¤›n› anlatan Akay,"Kamu çal›flanlar›n›n sendikal haklar›n› almamas› için mücadele eden sosyal demokrat bir parti dünyan›n hiçbir yerinde yoktur."dedi,

CUMHURBAfiKANI MÜDAH‹L OLMALIDIR

Anayasan›n 53.maddesi üzerinde iki afliret beyinin pazarl›k yapmas›n›n ard›ndan DTP'nin hükümete karfl› olan tutumunu da kutlayan Akay,"Muhalefetten duymak istediklerimizi iktidar› paylaflan bir partiden duymam›z bizi sevindirmektedir."dedi.

"Türkiye Cumhuriyetinin  bütün anayasal kurulufllar›na sesleniyorum.Anayasa üzerinde uuubaykal e Y›lmaz›n yapt›¤› bu pazarl›¤› bozunuz.Cumhurbaflkan›na sesleniyorum .Göreviniz çankaya'da oturmak de¤il.Anayasa'y› siz koruyacaks›n›z.Afliret beylerine siz müdehale edeceksiniz.Bu güne kadar bu görevinizi yapmad›n›z hiç de¤ilse bugünden sonra görevinizi yapman›z› bekliyoruz."diyen Akay,Hükümetin memurlara verece¤i yüzde 2O'lik zamm›n çok komik bir rakam oldu¤unu ve bunun yetmeyece¤ini belirtti.Hükümetin aile bireyleri ile birlikte ülke nufusunu yar›s›n› teflkil eden memura,memur i=flçi emeklisine,Ba¤kur emeklisine,bunlar›n dul ve yetimlerine verdi¤i sözü tutmas› gerekti¤ini yoksa Sendika olarak mücadelelerinin sürece¤ini söyledi.


///////////////////////////////////

MUHSİN YAZICIOĞLU'NUN ANADOLU GENÇLİK DERGİSİ'NDE YAYINLANAN RÖPORTAJI
Röportajın konusu Kutlu Doğum... İşte Muhsin Yazıcıoğlu'nun dilinden Peygamber sevgisi...


 


https://www.facebook.com/photo.php?fbid=432265360200164&set=a.108436812583022.16006.107555326004504&type=1&permPage=1


Nisan ayı kutlu doğum ayı… Efendimizin (s.a.v) yeryüzüne teşriflerinin gerçekleştiği mübarek ay… Anadolu Gençlik Dergisi olarak Nisan sayımızda Peygamber Efendimizi bu ülkenin tanınan isimlerine sormak istedik. Amacımız O'nun her renge hitap eden yönünü ve benzersiz özelliklerini farklı anlayışların dilinden dinlemekti. Bu çalışmamızda siyasetçi, sanatçı, akademisyen, müzisyen gibi birçok kesimden röportaj talebinde bulunduk. Bunlardan bazıları bize döndüler, bazıları ise işlerinin yoğunluğundan dolayı herhangi bir karşılık vermediler. Siyasiler arasında sorularımız cevaplayan öyle bir isim vardı ki; sorularımıza verdiği cevapları okuduğumuzda göz yaşlarımıza hakim olamadık. Çünkü; bu O'nun belki de ömrünün son anlarında dudaklarından dökülen en güzel sözlerdi. Mail kutumuza tarafından gelen cevaplar 25 Mart Çarşamba Saat:13:24'te düşmüştü. Yani o meşum kazadan tam iki buçuk saat önce! Kim bilir bu O'nun belki de son mülakatıydı…



PEYGAMBER EFENDİMİZ'İN (S.A.V) İSMİNİ DUYDUĞUNUZDA HİSSETTİKLERİNİZ NELERDİR?



Hüzünleniyorum… Görevini yerine getiremeyen bir kölenin hicabı. Onun arkasında bıraktığı mirasa, onun istediği gibi sahip çıkamadık. Onu anlatamadık, çünkü onu anlayamadık. Onun adını duyduğumda bu nedenlerle hüzünleniyorum. Tüm peygamberlerin şahitlik yapacağı yargı gününde O'nun ümmetinden olma şerefini ve liyakatini inşallah taşırım. Allah onun şefaatinden bizleri mahrum etmesin.



PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN (S.A.V) SİZİ EN ÇOK ETKİLEYEN YÖNÜ NEDİR?



Allah Resulü mükemmeldi. Bu cümleden hareketle, O'nun bütün güzellikleri karakterine dercettiğini düşünüyorum; O harika bir liderdi. Mütevazıydı, hoşgörülüydü, müşfikti, aydındı, çile adamıydı, kısacası muhteşemdi. Bütün bunlara rağmen O bir insandı. O'nun, İlahi kelamda çokça zikredilen beşeri vasfını arka plana iterek O'nu dünyamızdan uzaklaştırdık ve aslında kendimize kötülük yaptık. Peygamber efendimiz bir insandı, onun en etkileyici tarafı her yönüyle “güzel insan” sıfatına sahip olmasıydı…



GÜNÜMÜZDE TOPLUM OLARAK O'NUN HANGİ ÖZELLİĞİNE İHTİYAÇ DUYUYORUZ? O’NU HANGİ BEŞERİ VASFI İLE ÖZLÜYORSUNUZ?



O İlahi mesajı en iyi anlayan ve özümseyen kişiydi. Bütün beşeri vasıflarını özlüyoruz, hepsine ihtiyacımız var. Hepsini kaybettik, hepsinden uzaklaştık. Adalet, muhabbet, şefkat, özgüven, tefekkür, vefa, güven, dürüstlük, samimiyet… Allah Resulü, “Bir elime ayı, diğer elime de güneşi verseniz yine davamdan vazgeçmem!” cümlesini sadece diliyle ikrar etmedi. O böyle düşündü, böyle inandı, böyle konuştu ve böyle yaşadı… “Gerçekten İnanıyorsanız Üstünsünüz” ilahi düsturunu hayatının her anında ve her türlü şartta duruşuyla mücadelesiyle ispatladı.


///////////////////////////////

NECATİ   ÇAVDAR

GÜLÜ SOLDURMAYIN

 Dün BBP kongresi ile alakalı  izlenimlerimizi verdik. Ancak  pislenmiş ve kirletilmiş siyaset tarlasında açan “gül”den yine bahsetmeden  edemedik.

 BBP kongre  salonuna adeta  “gül “hakimdi.

Her yer ve masaların üzeri gül.

Katılan ve telgraf gönderenlerin mesajları “gül” üzerine idi.

Ancak Anadolu’nun saf toprağında  ki   “gül “ henüz daha  filiz  halinde.

Beklenir ki bu gül büyüsün, yaygınlaşsın mis gibi kokusunu herkesi  sunsun.

Şu an bu pek mümkün görünmüyor. Ama gül istikbale boy atıyor.

Güle olan sempati henüz  sandıklara yansımış değil.

Son seçimlerde “gül “ rumuzlu  BBP’ye  olan  olan  ilgi, “ bir çıkış “ umudu ile birazda suni estirilen rüzgarın  tesiri ile başka   başka limanlara sürüklendi.

BBP’ye beklenenin çok çok altında bir rakamla “hele bekle” mesajı verildi.

Halbuki BBP ve onun idarecileri bir büyük  “samimiyet  testinden” geçmişlerdi. Çünkü her mebusa birer bakanlık koltuğu ikram edilecek duruma geldiği halde BBP, bunu ve başka dünyalıkları elinin tersiyle itti. Bölünmeden parçalanmadan “lobilere teslim olmadan” milletin değerlerini savundu. Ama olsun  gönlündekini her zaman fiiliyata  dökmeyen milletimiz BBP’den beklenmesi istedi. Gerçi Yazıcıoğlu’nun  kongrede ki  milletine “Biz başımızı koyduk. Sizde  taşın altına elinizi koyun” mesajı buruk bir sitem idi.Ama   millet “bekle” dedi.

Bu bekleme  erime ile  neticeleneceğini zannetmiyoruz. Çünkü  her türlü  olumsuz şartlara rağmen  yapılabilen kongre  diriliği ortaya koydu. yapılabilen diyoruz, şimdi “ rol değiştirerek “ sol misyon yüklense de aynı kulvarda koşan ve  tarihi ismi barındıran MHP hala kongresini yapamayarak iki defa ertelemek zorunda kaldı. Ama BBP her şeye rağmen   büyük kongresini  yaptı,yapabildi.

Şimdi  kemikleşen  halk potansiyeli  ve yönetim omurgası ile  BBP ileriye  yürümek için atılım yapmak zorunda.

Ancak bu nasıl olacak? Bunun metodu ne?

Milletin tertemiz insanlarına  gitmek. Çalışmak ve çalışmak.

Yoksa bir yerlerden yüz bulamamış, kırk kapıdan kovulmuş illa da bir etiket peşinde koşanları parti üst yönetimine taşıması   hem zor şartlara ve  başka yerlere esen rüzgarlara rağmen “otağı bekleyen”  tabanı rahatsız eder hem de partinin rotasını “samimiyetsizliğe “ doğru çevirir. BBP illa büyüme adına bunu yapmamalı. Hatta MHP’nin  seçimlerden  umamadığı bir netice ile çıkmasından sonra Mecliste kendilerine yakın duranlara  yeşil ışık yakmadığı gibi BBP’de illa meşhur derdine düşmemeli. Daha dün ikballeri  için  birilerinin kuyruğunda gezerken   sadece kendi pis nefislerini tatmin için bir etiket uğruna BBP saflarında kıpkırmızı yüzleri ile  arzı endam edenleri  gördüğümüzden  böyle bir tehlikeyi  işaret etmeden  geçemiyoruz. Zira yanlış gübre kökü  bile çürütür. BBP, kararlı ve samimi   tavrını sürdürerek  etiket  istemeyen  çoğunluğun peşinde olmalı. Gerekirse her kapıyı tek tek çalmalı. Başka yerlerin düşükleri  BBP’yede bir şey katmaz. İllada  etiketsiz halk çoğunluğu lazım.

Çünkü  Yazıcıoğlu’nun  kendi ağzından ifade ettiği gibi  manzara açık ve nettir.“ O yüzden Yazıcıoğlu’nun kongredeki  ”Halkımızın %99’nun kafasında  kimliklerle yapılan  siyasete “ dur” diyen  bir sessiz çığlık var.Bu sessiz çığılık  bir suskunluk sarmalıdır.

Televale  gündemleriyle çelişen bu sağlam  kanaatler  ne yazık ki açığa çıkmıyor.

İşte  BBP bu  suskunluk sarmalının partisidir.

%99’un yeter diye içinde sakladığı çığlığın partisidir. Bu yüzden bütün partilerden daha yüksek bir sempati oyu vardır.Hemen her partilinin  ikinci partisidir”Ama yüzeydeki çatışmalar,kimlik endişeleri ve korkular, insanımızı  şimdiye kadar ki eski partilerinde tutuyordu:”diyen konuşması ne kadar yerindedir.

BBP’nin  asıl sorunu “ikinci partililikten birinci partililiğe “ geçmek . Bu kolaymıdır? Elbette zor. Ama zoru başarmamak için  fazlaca da sebeb yok, hatta şuandaki  taplo da  kolay  olduğu bile söylenir.

Niçin mi? Niçin için BBP büyük kongresine gelerek bizzat iştirak eden misafirlere bakmak yeter.
Bütün mesele misafiri ev sahibi konumuna  getirmekte.

BBP’ye yönelik  gönül yakınlığının fiile çıkması  ve misafirin ev sahibi konumuna gelmesi için de belki yanılıyoruz ama BBP teşkilatlarının  içine kapalı konumdan çıkması, az olsun benim olsun  anlayışından uzaklaşmakla  mümkün olacaktır. Artık  geçmişte  bir kader birliği  yapanların  bir olduğu ocak değil gönülleri birleştiren  bir konuma yükselmesi gerekir.

BBP çıktığı yoluculuğa devam ederken kendisine yakın geleceklerle  ittifakını da sıklaştırmalı. Çünkü  büyümek  için katılım yetmiyor ve zor ise ittifak da aynı neticeyi verir.

Hele hele seçim dönemlerinde milletin beklediği  BBP’nin içinde bulunacağı  ittifaklar yapılabilse idi ülkenin manzarası bu gün böyle olmazdı. Ufuklar bu derece kararmazdı.

Yinede  ufukların  daha da karamaması için milli değerleri ön plana çıkaranların ve demokrasi merkezinde buluşanların safları sıkıştırması ve ittifakları yenilemesi gerekiyor.

Bunun batıda örneklerini görmek mümkün.

Ancak az bu şekilde çok oluyor ve bir işe yarıyor. Ancak böylece seçmen bir işe yaradığına inanıyor. Ve öylece rüzgar  estiriliyor.

Büyük Kongresinde  var olma azmini gösteren “gül” solmamalı, soldurmamalı  sert esen rüzgarlardan korunmak için gerektiğinde  aynı rayihayı vermek üzere bahçedeki diğer çiçeklerle bir olmalıdır.

Diğer çiçeklerle bir olabileceğini BBP tabanı,   en  yakın ve koyu rakiplerinin temsilcilerini dahi  sempati ile  alkışlarken  göstermiştir. 

 “Gülün “ diri kalması ve  kirlenmiş siyasete  çeşni katması  memleketimiz için mutlak bir zaruret denebilir.

Aman ha genişleyin gelişin fakat seviyeyi düşürmeyin. Şimdi değilse bile  gelecek için gençliğin yeni Alperenler, yeni filizler vermesi  için”gülü” soldurmayın.

 10.10.1999

 NOT: Anayurt (Vakit) Gazetesi'nde  yayınlandı

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&

 NECATİ ÇAVDAR

 

YAZICIOĞLU GELECEĞİ KURUYOR

  Önceki  gün  BBP kongresini  izledik.

Gerçekten güzel bir kongre.

İyi bir örgüt çalışması yapıldığı daha kongreye giden yollardaki  BBP’ni  anlatan dövizler ve  süslemelerden anlıyorsunuz.

Kongre salonunun düzen ve  süslenmesi de öyle.Bunları neden anlatıyorum.Çünkü iyi bir örgüt çalışması  için bunlar, birer veri oluşturuyor.

Tertemiz ve  saygılı insanların oluşturduğu  salonda  BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nu  dinliyoruz.

Yazıcıoğlu  yaptığı uzun konuşmasında zaman zaman salonu çoşturuyor. Ancak zaman zamanda  günün şartları gereği olsa heyacanı bastırmak için büyük gayret sarf ettği  dikkattimizden kaçmıyor.

 

Yazıcıoğlu,  “ Arkamda kimseyi aramayın. işte arkam, sağım solum ben buyum “ derken ne kadar yalnızdı ve  hareketlerinin bir Anadolu hareketi olduğunu ne kadar yalın  anlatıyordu.

Yazıcıoğlu tüm  ülke ve dünya meselelerine  parmak bastı tahliller yaptı. Yaptığı tespitler doğru ve  zaman zaman iktidara yüklenirken söylediği sözler  yenilir yutulur cinsten değildi.

Mesela ülkenin belli eller tarafından soyulmasına karşılık halkın fakirleşmesini “ Devlet soyuluyor. Aslında soyulan devclet değil millettir. Soyulan sizsiniz” şeklinden başka   ne ile izah edilir.

Hükümetin istikrar adına uyumunu” İstikrar soygunda, banka soygunlarında istikrardır. Sizin istikrarınızı teprik ediyorum” diye açıkladı.Gerçekten millet lehine  olan icraatlarda  bir uyumun açıkça söz konusu olduğu ve  bir zaman bir birine  kurşun atan hatta hükümet kurulmadan önce “cani”likle  ve suçlananların uyumunu ne   diye izan tmeli? Yazıcıoğlu’da  izahta çektiği güçlükten olsa gerek “uyumlarını “ tebrik etti.

MHP ‘ye çattığı yerde “  Diplomasi  ince iştir diyorlar” diyerek ”Çeçenistan Rusya’nın  iç işleridir,Çeçenler terörüstür demenin hangi inceliği var.İşte Doğu Türkistan!

Soydaşlarının tarihi ve milli hakları  yok sayılırken, onlara  zulmedilirken,Çin Devlet Başkanını Zemin’’ne  liyakat nişanı  takma inceliği gösteriliyor!

İnceliğiniz zulmedenlere karşı “dedi ve  ilave etti”Türkmen gazı yerine  Mavi akım Projesi’yle Rusyaya kimin  kesesinden  bonkörlük  yapıyorsunuz?

Türkçülerin iktidarında  Türk Dünyası ile  ilişkiler  düne göre daha iyi diyebilirmisiniz?” diye  sorarak Elçibey’in  cenasesinin MHP’li bakanların gözü önünde  milletten kaçırıldığını hatırlattı.

Yazıcoğlu,MHP yönetiminin  iktidardaki tavrını ve yöneticilerinin konuşmalarını hatırlatarak”CHP’liler üzülmesin.Biz sizi temsil ediyoruz diyorlar.Evet doğru söylüyorlar.Uyguladıkları ile ülkeyi   şeflik dönemine   götürüyorlar”diyerek MHP’nin misyonunu yerine getirmediğini ve yeni bir misyon üstlendiğini  belirti.

Yazıcoğlu,Apo’nun paketleerek ülkeye getirildiğini ve  siyasetinde paketlendiğinin altını çizdi.

” Onlar kongre yapmak içindaha salonun boş veya dolu olduğunu bile bilmiyorlar. Kongrelerini iki defa ertelediler ancak daha il kongrelerini bitiremediler”   diyerek  MHP’nin kongresini BBP kongresine endekslediğini belki MHP’ye katılırlar diye bir beklentinin olduğunu ima ederek salona sordu”Yolunuza daha kararlı yürümeye  varmısınız”

Coşkulu kongreden gelen cevap, kararlı bir ” Evet “ oldu.

Yazıcoğlu,felsefelerini “çokluk  içinde birlik” şeklinde  açıklayarak tüm kesimleri BBP çatısı altına çağırdı.

Bu çağrıya şimdilik eski bakan Rafaattin Şahin icabet ederken diğer kesimlerden  ses gelir mi  şimdilik  belli değil.

Ancak Yazıcioğlu ve ekibi “tertemiz bir siyaset üslubu  ile” hem milletin kalbine hem de geleceğe sesleniyor.

Hiç bir kongrede göremediğimiz bir şekilde kimsenin  yuhalanmayarak alkışlanarak hiç kimsenin kırılmadığı kongreden” Yazıcıoğlu, iyi ve sağlam adımlarla gençliği işleyerek geleceği kuruyor. “ düşüncesi ile ayrılıyoruz.

Hayırlı olsun gönül adamları ve hayırlı olsun gönül insanları diyoruz.

Necati Çavdar

 NOT: Anayurt (Vakit) Gazetesi'nde  yayınlandı

 //////////////////////////////////////////////////////////

MİLLETTEN KAÇIRILAN LİDER ve VİZYON

 

 BBP  Genel başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Elçibey’in cenaze töreni için Azerbaycan’a gitti. Dönüşte ayağının tozu ile konuştuk.

Biz kendisine “Elçibey,......”dedik soruyu getiremedik...O’da ...   Söze  nereden başlayacağını  .....Hisli, ama  nerede dik duracağını bilen  insan...

Bu tavrını  tercihini  hep milletin değerlerinden  yana koyarak ispatladı.

Her adama bir bakan verildiği dönemde, millete  rağmen gelişmelerin içinde olmayı elinin tersi ile itti..Yazıcıoğlu belli ki hala Elçibey’in vefattı  nedeniyle  üzerindeki sarsıntıyı atamamış.

Uzunca bir bekleyişten sonra “Fikir,inanç  ve dava sahibi bir insan idi”diye  söze başlayarak” Tam bir serden geçti idi.”diye tarif etmeye çalıştı Elçibey’i..Yazıcıoğlu;“Sovyet Rusya yıkılınca  tüm Rusya’da iki lider tam bağımsızlık dedi. Biri Dudayev idi. Diğeri Elçibey’di. Elçibey’in iki önemli sevdası vardı. Biri  tam bağımsız Azerbaycan diğeri de Türkiye...Elçibey, Türkiye’nin  Çin Seddi’ne  kadar olan bölgenin bağlantısı ve  Çin seddine  bakan dürbünü idi. Türkiye’nin  dış politika komsemptine  uyum sağlayabilecek en iyi insandı. Açıkça bölgede çıkan  petroller  Türk petrolü ve Azerbaycan petrolleri Türkiye’nin petrolüdür. Türkiye  dışında kimse bu petrollerde hak iddia edemez ve Türkiyesiz bu petroller sarf edilemez diyordu. Dudayev’i şehit ederek bertaraf ettiler. Sıra Elçibey’de idi. O’nu da  alaşağı ederek kurtuldular.”diyerek Elçibey’in Türkiye  açısından  ne anlam ifade ettiğini ve misyonunu  anlatarak uluslar arası komplolara dikkat çekti.

Yazıcıoğlu  bizim  Türkiye’den apar topar götürülerek “millet törenini “ yaptırılmadığı görüşümüze katıldığını ifade ederek “Sadece burada değil Azerbaycan’da da öyle oldu  diyerek onun  cenaze törenindeki gözlemlerini aktarıyor:“Maalesef orada da milletten kaçırılarak bir an önce defnedilmesi istendi.Cenaze  törenine  katılabilen  on binler “Şehitler  hıyabanında, şehitler seni gözleyir” diyerek onun Azerbaycan bağımsızlığı için can veren  şehitlerle   beraber olmasını istediler. Ancak  yönetim onu  Şehitler Hıyabanı’na değil “devlet mezarlığına  gömülmesini istedi. Onu halktan kopararak bir resmi şahsiyet haline getirmek  istediler. Halbuki o resmi  şahsiyetinin ötesinde bir millet önderi idi.Orada nereye gömülmesi gerektiği konusunda tartışmalar çıktı. Bizde Menderes’i  örnek vererek bir zamanlar mezarı halktan gizlenen “Menderes zaman geldi  millet töreni ile anıt mezara gömüldü. Sizde öyle yaparsınız tavsiyesinde bulunduk.” ‘Azarbeycan’ın milli birliği daha önemlidir’ diyerek tartışmanın uzaması uygun görülmedi. “Şehitler hıyabanı” yerine devlet mezarlığına gömüldü.

..........

Yazıcıoğlu,  resmi tören yapılmak istenmesine rağmen millet töreninin de yapıldığını  şöyle anlatıyor:

“Araba ile  evinden alınıp doğruca  ders verdiği Akademinin salonunda resmi   tören yapılmak istendi.

Ama  halk, cenaze araba üzerinde 5 metre  gittikten sonra omuzlarına alarak 15 kilometreyi  yürüyerek kat etti. Elçibey’i bir daha arabaya vermediler omuzları ve elleri üzerinde taşıdılar. Resmi  heyet yoktu. Bizde  bu millet törenine iştirak ederek yürüdük. Ana caddelerin bazıları kapalı idi. Böylece cenazenin kısa bir güzergâhtan geçmesi sağlanmaya çalışılmıştı.”

Bizim Bakanlarımızda orda idi onlarda  o 2,5 saatlik yürüyüşle gerçekleştirilen millet törenine katıldılar mı?  Diye soruyoruz. Cavap: “

Hayır  ne resmi heyet nede onlar yürümedi, sadece akademideki  yarım saatlik  resmi törene katıldılar. Ama millet yürüyerek sevgilerini gösterdiler...” oluyor.


RUS SAVAŞ GEMİLERİ BAKÜ ÖNLERİNDE

Balkanlardan elini eteğini çeken Türkiye Kafkasya’yı Rusya’ya bıraktı. Ortaasya da Putin volta atıyor. İçine kapanan Türkiye bu bölgede adeta yok.

Transhazar  enerji projesi Türkiye  aleyhine fiyaskoya dönmek üzere. Taranshazar enerji nakli için devrede olan üç şirketten “ikisi  bu işte yokuz” diye çekildi.

Türkiye’nin boş bıraktığı alanları başta Rusya olmak üzere  başkaları dolduruyor.

Rusya’nın başına geçirilen yeni Çar Putin, diş göstererek  tek başlarına kalan Türk cumhuriyetlerine istediği anlaşmayı  dikte ettiriyor.

Beri  taraftan kaç günden beri  Hazar denizinde Rusların “Balıkçı teknesi “diye lanse ettiği üç savaş dosteyeri Bakû açıklarında bekliyor.

Adeta Azerbaycan işgal edilmek üzere....

Tıpkı  istiklal harbi öncesi İstanbul’da sarayın önünde bekleyen İngiliz zırhlıları gibi......

Azarbaycan’nın  bir yandan Karabağ, elinden silah zoru ile alınır, bir yandan da Rus desteğinde ülkenin beşte biri  Ermeni işgalinde  iken diğer yandan da Ruslar fiilen Bakü önlerine demir atmış bekliyorlar ..

VİZYON SAHİBİ GEREK

Türkiye’nin bir an önce  kendi vatandaşlarını tehlike saymaktan vaz geçerek  gerçek tehdit olan Rus tehdidi  karşısında uyanık olmak zorundadır.......

Zorundadır da buna vizyon gerekir.

Vizyon sahibi lider gerekir ..

Yoksa hayatı  “Elçibey düşüncesine “ düşmanlık besleyerek geçmiş” ve  tek marifeti  “yunanlı  ile kardeşlik”edebiyatı yapan adamın dümen suyu ile bir yola varılamayacağı açık. Yaşanan olaylardan varılamadığı görülmüyor mu?.

“Yunanlı kardeş” mantığı bir işe yarasa bari..Hem milletinin büyük çoğunluğunu düşman bileceksin hem de hümanist olacaksın . Mümkün mü?

Elçibey defnedilirken  ne yapıyordu diyecek gibi oluyorsunuz.

Milletin istemediği kararlar için yeni “krizler” geliştirerek meclise dayatma proğramları.. Bu ve bunların dümen suyundan gidenler  ne elçibey’i anlar Nede Dudayev’ i....Elçibey’in düşüncesinde olanlara “ eli kanlı katiller sürüsü” daha dün hükümet kurarken bile “ cani”, Dudayev’in izindekilere Rusların isteği ile  resmen  “terörist “ damgasını vurmadı mı,vurmuyor mu?

 

·            

 ///////////////////////////////////

ÖZAL’a SUİKAST ve YAZICIOĞLU

10 Kasım 2012 -  Angara

 

 

Bu gün erken saatlerde “Hüseyin Gazi” eteklerinde ki evinde ziyaret ettiğimiz bir Muhsin Yazıcıoğlu sevdalısı,  “ Muhsin Beyi harcadılar “diyerek “ Muhsin bey, ‘Beni öldüreceksiniz’ diyor. Ama helikoptere de bindiriliyor.. Parti yetkilileri dâhil her yerde tüm ilgililere soruyorum ‘ o helikopteri kim kiraladı. Parasını kim verdi..?  Kimse bu soruma cevap vermedi/ vermiyor..  Bunlar bilinse düğüm çözülecek  ‘ diye dert yanıyordu

Oradan gelince  internetin başına geçip, sanal mekanları geziyorum..

Gülay GÖKTÜRK, “Özal "1 numara"yı öğrendi mi?” başlıklı yazısındaAdli Tıp Kurumu'nun ön raporu Özal'ın zehirlendiği gerçeğini ortaya koyuyordu” diyerek

 “ Özal'ı zehirleyenlerin kim olduğunu öğrenene kadar huzur bulmamamız gerekiyor.

Üstelik bizim elimizde, bu suikastı aydınlatmak için başlangıç noktası olabilecek çok önemli bir olay var: Kartal Demirağ suikastı”
diye yazıyor.


Ve

Özal, bu suikastı özel olarak araştırtmış ve önemli sonuçlara varmıştı. Evet, o kendisini öldürtmek isteyeni öğrenmişti. Ama anlaşılan o kadar dehşetengiz bilgilere ulaşmıştı ki, bu bilgilerin açıklanmasının yaratacağı siyasi depremden çekindiği için susmuş ve çevresindekilere de bu konunun üstüne gitmeme kararı aldığını söylemişti.

Özal Ergenekon'la burun buruna geldi.

Şimdi, bugün sahip olduğumuz bilgilerle olaya tekrar baktığımızda, Özal'ın o incelemenin sonucunda o zamanki adıyla derin devletle, bugünkü adıyla Ergenekon örgütüyle burun buruna geldiğini tahmin etmek zor değil” diyerek derin yapılara dikkat çekiyor…

18 Haziran 1988’deki o suikastı kim niye yaptırmıştı, bilemem…

Fakat bildiklerim ve gördüklerimde var…

Bu vesile ile paylaşmak istiyorum…

Kartal Demirağ’ın rahmetli Özal’a “kurşun” sıktığı o kongreyi bende salonda izledim.

Bazı ilginçliklerle karşılaştım…

1. Anavatan Partisi’nin (ANAP) Ankara Atatürk Spor Salonu’ndaki ikinci olağan kongresinin yapıldığı salonun bahçesinde Alaca’da Şehit Nedim Tuğaltay Ortaokulu’ndan arkadaşım Ayhan’ın babası ve ilkokul öğretmenliği yapan  “Haydar “ ağbi ile karşılaştım…

Yıllar sonraki bu karşılaşmada arkadaşım Ayhan’ın “polis olduğunu” söyleyerek kendisinin de “Ankara – Keçiren’e yerleştiğini” söyledi.

Birlikte salona girip, Sosyal Güvenlik bakanlığı da  yapan bayanın  oturduğu yerin - protokol   locası – üstüne gelen   “iyi” bir yerden  yer bulup yan yana oturduk..

 Hınca hınç dolu koca salon Özal’ı dinliyoruz. Özal; “Hayalî ihracatçılarla, yem borusu kesilenlerle, devleti soyan kaçakçılarla mücadelemiz devam edecek… O zaman buyur kardeşim…”   derken beklenmedik “ses” geldi.  Arkasından da muazzam gürültüyle silah sesleri… Herkes olduğu yere yattı. - Sıra sıra dizili koltukları siper edip -Bizde öyle yaptık. Üstümde Haydar hoca, onun üstünde de başka biri var.  Tehlike  ne kadar büyük olursa olsun insan hadisenin akışına uyarak  normalleştiriyor.. Kendimi  daha bir “güvende” görmüş olacağım ki yapılan silah atışlarını ima ederek “Hocam, bildiğin duaları” oku diye nükte  yapıyorum.. Yattığımız yerden sabit koltuklar arasından kısmen salon görülüyor. Görebildiğimiz alanda herkes yatmış.. Çok az sayıda insan ayakta ve bir kişi yuvarlanıyor..

Bu arada protokol bölümü tam önünde yatan, üstü gazete kapalı sanki insan vardı. Bu hiçbir yerde yer almadı. Ancak bunca yıl geçmesine rağmen hala hafızamda…

 

- Erkal Zenger’in anonsu ile millet dağılmadı… Salonda panik yaşanarak katliama dönüşmedi. Herkes onca olaya rağmen hiçbir şey yok gibi yerine oturdu. Özal, yine kürsüde…  Meşhur “ “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başka alacak yoktur. Biz de O’na teslim olmuşuzdur “diye başlayarak konuşmasına devam ediyor…

-  Daha sonra ise  “Salon aranmak üzere” kongreye yeniden başlamak üzere ara verileceği ve salonun boşaltılması gerektiği” açıklanıyor. Millet sükûnet içinde salonu boşaltıyor.

2 -  Salondan protokol bölümü üst girişten çıkıyoruz. Yanımda ANAP amblemini çizen “çilli ve sarışın”  bir bayan (  Serpil hanım )  var. Stadın salondan çıkıp serbest bölümünde ilerlerken dışarıda güvenlikle sorumlu polislerden biri “içerde neler oluyor?” sorusunu yöneltti… Güvenliğimizden sorumlu birinden gelen bu soru çok garibimize gitti.. Serpil hanım; “Ne olacak insanlar birbirini öldürüyor” diyerek  “Kıyamet kopuyor.  Sen uyu” der gibi kızarak cevapladı. Her ikimiz de bu soruya hayretimizi gizlemedik.

 O gün bu gün düşünürüm “Nasıl oluyor da “polis”in  onca yaşanan hadiselerden haberi yoktu..?  

3 – Kongre salonunda arama bitip tekrar içeri girdiğimizde şu an ismini hatırlayamadığım batı illerimizden birinin il başkanı olan sarışsın bir adam konuşmaya başladı.

Konuşmasında, Fatih Sultan Mehmed’den  Mustafa Kemal’e “Devlet adamlarını koruyamadığımız” konusunda uzun bir konuşma yaptı..

O gün bu gün hala bu işi çözemedim. Kim böyle bir konuda konuşan bu adamı nasıl bulmuştu… Bu adam ne zaman bu konuda çalışıp, konuşur hale gelmişti. Suikast ve bu konuda konuşmak nasıl bir tesadüf idi?

4 – Yıllar sonra Akçakoca’ya gittim..

Orada kiminin meczup olarak bildiği ve vefat edince  “evliya” olduğunu öğrendiklerinden Evliya Camii bahçesine defnedilen Mustafa Şaban isimli zatı duydum. Bu zatı bilenlerinden sorup araştırırken yoldaki izler bizi Angara’ya ulaştırdı.

Mustafa Şaban’ı ararken Özal’a denk geleceğim aklıma gelmezdi.

İlginçtir..

 Angara’da ..

 Özal’ın yakından bildiği dostlarından birinde;   “Seni öldürecekler dikkat… Allah’ın ipine sarıl” şeklinde “  ikaz ettiği ve “Kartal Demirağ Suikastı”ndan  çok önce   Özal’a yazdığı mektup diye  iddia edilen bir yazı  göstereceklerdi..

”Dünya’ya, insanlara meyletmediği söylenen, dünyalık derdi olmadığı bilinen bir kişinin “cumhurbaşkanlığı makamı” ile ilgilenmesi garibimize gittiği söylenince  “O, kendi ve dünyalıkla ilgili değildi.  Fakat insanları etkileyen toplumsal hadiselere de ilgisiz değildi. O yüzden Özal’ı ikaz etti “ diye açıklama yapacaklardır…

Necati Çavdar

…………..

Kaynak: http://gundem.bugun.com.tr/ozal-1-numarayi-ogrendi-mi-yazisi-211453

///////////////////////////////////


///////////////////////////////////

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu,  Terör Konusundaki Çifte Standarda Tepkili.

 

Yazıcıoğlu,  “terör saldırılarını kınıyoruz diyerek teröre karşı duruşunu ortaya koyarken  batı alimi tarafından sadece İngiltere’ye karşı yapılan terörist saldırıların kınanmasını, yıllarca Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı  saldırıların es geçilmesini ve AKP Hükümetinin, basının İngiltere’deki olaylara yanlı bakışına da  tepki koydu.

 

“Şiddete, teröre ve anarşiye her zaman karşı duran Büyük Birlik Partisi Kadroları olarak;

07.07.2005 tarihinde İngiltere’nin Londra kentinde meydana gelen ve 50’nin üzerinde kişinin ölümüyle sonuçlanan terör saldırılarını kınıyoruz” diyen Yazıcıoğlu “Terör, kimden ve nereden gelirse gelsin, nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, kabul edilemez” dedi.

 

İngiltere’de meydana gelen saldırılar karşısında  kimi çevrelerin takındığı tutuma anlam veremediklerini belirten Yazıcıoğlu, açıklamasına şöyle devam eti:

“Londra’da olup bitenleri Türk Milleti olarak Türkiye’de yayın yapan gazete ve televizyonlardan hep birlikte takip ettik.

Bir yandan üzüldük, bir yandan şaşırdık, bir yandan da şoka girdik.

Üzüldük; çünkü, terörün her çeşidine, kimden gelirse gelsin, kime uygulanırsa uygulansın karşıyız.

Şaşırdık; çünkü, 1984’teki Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla birlikte patlak veren bölücü teröre 30 binin üzerinde şehit veren Türk Milleti olarak kendi evlatlarımızı kurban verdiğimiz olaylar için bile kendi basın yayın organlarımız bu kadar geniş yer vermemişlerdi.

Şoktayız; çünkü, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, İngiltere’de meydana gelen olaylarda ölenler için Avrupa Birliği üyeleri ile eş zamanlı olarak bugün Saat: 14.00’te 2 dakikalık SAYGI DURUŞU yapılması konusunda bütün kamu kurum ve kuruluşlarına çağrıda bulundu.

Terörden en çok çeken milletlerin başında gelen Türk Milleti kimin için saygı duruşunda bulunacak?

Biz bölücü teröre 30 bin şehit verirken bir kez dönüp bakmayan, üstelik bölücü teröristlere karşı vatan-millet müdafaası yapan Mehmetçiklerimizi soykırımcı olarak gören ve gösteren devletlerin teröre kurban giden vatandaşları için. Terör kurbanları için evet, ama sadece kendi acısını ve politik hedefini önemseyen terörün bir parçası haline gelmiş devletler için saygıya hayır.

İnsan hakları adı altında PKK militanlarının hamiliğine soyunan, bölücü teröre karşı verdiğimiz mücadeleyi her fırsatta baltalamaya çalışan, Birinci Dünya Savaşı sonrasında sınırlarını cetvelle çizdiği Ortadoğu’da yeni oyunlar peşinde olan İngiltere’nin terörist saldırıda ölen vatandaşları için kendi vatandaşlarını saygı duruşuna davet eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, teröre kurban verdiğimiz şehitlerimiz için İngiltere’den böyle bir davranış istedi mi?

Bırakın saygı duruşunu; Amerika Birleşik Devletleri ile bir olup bin yıllık Türkmeneli’ni üç-beş peşmergeye peşkeş çeken İngiltere’den bırakın saygı duruşunu, resmi bir taziye ulaştı mı Türkiye’ye?

Bırakın Mehmet Akif’in “Tek dişi kalmış canavar” olarak ruh fotoğraflarını çektiği sözde medeni devletleri; biz bir de kendimize bakalım:

Osmanlı gibi bir Cihan Devleti’nin mirasçısı Türkiye Cumhuriyeti olarak, Osmanlı okyanusu çekildiği için bataklığa dönen Balkanlardaki Boşnak kıyımına, Kafkaslardaki Çeçen zulmüne, Irak’taki barbarlığa, Filistin’deki çağı utandıran insanlık dramına, Doğu Türkistan’daki sistemli soykırıma tepki verdik mi?

Buralarda devlet terörüne kurban giden dindaşlarımız, kandaşlarımız için bırakın 2 dakikayı, 2 saniyelik saygı duruşunda bulunduk mu?

Bosna’nın Srebrenica’da soykırıma uğrayan 8 binin üzerinde Bosnalı Müslümanlar için saygı duruşunda bulunuldu mu?

Soruyorum size, bulunduk mu?

Soruyorum İngiliz vatandaşları için bütün kamu kurum ve kuruluşlarını 2 dakikalık saygı duruşuna davet eden Sn. Başbakana, bulunduk mu?

Cevabı ben vereyim: Hayır!

İyi de o zaman bu çifte standart niye?

Dikkat edin, AKP bu tür davranışları alışkanlık haline getirmeye başladı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde meydana gelen 11 Eylül saldırılarının arkasında tüm yurtta bir Başbakanlık emri ile TÜRK BAYRAKLARI BİR GÜN BOYUNCA YARIYA İNDİRİLMİŞTİ.

Devlet geleneğine sahip dünyanın birkaç devletinden birinin Başbakanlık makamını işgal etmesine rağmen Dış Politikayı Amerika Birleşik Devletlerine, İç Politikayı Avrupa Birliği’ne, Ekonomiyi de IMF’ye havale eden Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı tarihi gafın farkında mı?

Yoksa Sayın Başbakan, dünyayı turlamaktan kendi ülkesini, kendi insanını unutur mu oldu?

Dış Politika dengeler ve karşılıklı milli çıkarlar üzerine kurulur.

Teslimiyet, bir diplomasi yöntemi olamaz.

Sayın Başbakan bunu bilmiyor mu?

Sizin teröristlere kurban verdiğiniz Mehmetçiklerinizi soykırımcı olarak gören bir ülkenin teröre kurban verdiği vatandaşları için bütün kurum ve kuruluşlarınızı saygı duruşuna davet ederseniz, bundan sonra gelecek taleplerin önünü alamazsınız.

Teslim olursunuz.

Milli onurunuzu ayaklar altına atarsınız.

Milli bağımsızlığınızı tartışmaya açarsınız.

Milli onurunu ve milli bağımsızlığını her türlü değerin üzerinde gören Türk Milleti, yaptığınız tarihi gafları asla unutmayacaktır.

TIPKI,

Tıpkı Rusya ile iyi ilişkiler geliştirmek ve Güvenlik ve İşbirliği Anlaşması imzalamak adına Çeçenleri terörist ilan eden Başbakanları unutmadığı gibi!

TIPKI,

Doğu Türkistan’ın sürgündeki Cumhurbaşkanını sınır dışı eden Başbakanları unutmadığı gibi!

TIPKI,

Doğu Türkistan’da onlarca yıldır planlı bir jenosit uygulayan Çin’in Devlet Başkanı’na Devlet Madalyası takanları unutmadığı gibi!

TIPKI,

Dünyanın gözü önünde insanın kanını donduran insanlık dramlarının yaşandığı Irak’a müdahale etmesi için Amerikan askerlerine Türk üslerini açanları unutmadığı gibi!

TIPKI,

Yıllarca tüm politikasını Filistin destekçiliği ve anti-İsrailcilik üzerine kurup da daha sonra hemen her gün masum Filistinlilerin kanına giren İsrail ile güvenlik ve işbirliği anlaşması imzalayan Başbakanları unutmadığı gibi!

Milli Şairimiz Mehmet Akif’in o destansı “Çanakkale Şehitleri” şiirinde;

 

“Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker

Gökten ecdat inerek öpse o pak alnı değer.

Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?

Gömelim gel seni tarihe desem sığmazsın.”

Diyerek tarif ettiği kahraman Mehmetçiklerimizi, Kıbrıs’ta barış için bulundukları halde işgalci, Doğu ve Güneydoğu’da vatanına milletine sahip çıktığı için soykırımcı ilan edenlerin bir terörist eyleme kurban verdiği insanlar için saygı duruşunda bulunmak; en hafif ifadeyle kendi şehitlerimize hakarettir. Filistin’i, Irak’ı, Bosna’yı, Çeçenistan’ı, Doğu Türkistan’ı reddetmek demektir.

Bu vebalin altından hiçbir siyasi irade kalkamaz.

Sözüm ona 300 yıllık Avrupa Rüyasını gerçeğe dönüştürdüğünü iddia eden ve Avrupa Birliği üyeliği uğruna pek çok tartışılmazlarımızı tartışmaya açan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bu vebalin altından kalkamayacaktır.

Milli refleksin ve milli onurun adresi olan, Büyük Birlik Kadroları, bu tarihi ayıbı milli hafıza merkezine kaydedecek; milli birlik ve milli dirlik uğruna cephelere koşan Mehmetçiklerimizi suçlu ilan edenleri; sadece kendi insanları teröre uğrayınca tepki gösteren, ama Türk Milleti’nin acılarını, terörde kaybettiklerini kaile bile almayanları unutmayacağız.

Evet teröre kurban giden, masum ve günahsız İngiltere vatandaşları için saygı duruşunda bulunalım. Ama lütfen onlar da Türkiye’de, Bosna’da, Çeçenistan’da, Karabağ’da, Kerkük’te bizim şehitlerimize ve terör kurbanlarımıza saygı göstersinler!.. Bir dakika, bir saniye…

Kimden ve kime yapılırsa yapılsın, terörde mağdur olan herkese saygı duyuyoruz. Ama kendi mağdurlarını önemseyen, başkalarının terör mağdurlarını hiçe sayanları da kınıyoruz… “

////////////////////////////////////
BİR RÜYA::

Yazıcıoğlu, “gereken her şeyi yaptık”

 

Bir koca salaon yada açık hava kalabalık.

Rahmetli Muhsin Yazıcığlu, “ Yapılması gereken her şeyi yaptık..Herkesle temasda bulunduk, teklif etti Ancak dinletemedik “şeklinde konuşuyor

Aslında kendisini dinleyenlerle  dertleşiyor.. ,

 Sonra  kalabalıktan ayrılıp, kalkıp  hem de yaya gidiyoruz..

Yolda da aynı derleşmeler..

Sanki biizm köy de . Henüz köye de girmiş değiliz.

Sarıtaşa doğru köye gidiyoruz..

Yolda  yazıcıoğlu ‘nun bir yakın adamı.. Bu konuşulanları vr hakikatleri Tv de  …. Proğramında anlatacağız. Bunun için bir  yapım hazırladık. ..Falanca tv bu akşam şu saatte yayınlayacak.Mutlaka izleyin diyor…

777777777777777777

Uyanıyorum ki

Tv çalışıyor ve  haberleri veriyor.

Diyarbakırdaki saldırıda Baro Başkanı Elçi’nin ölümü olayını  anlatıyor.

Elçi, Dörtayaklı minarenin ve Diyarbakırın tarihi mirasının öneminden bahsederek saldırıların, çatışmaların son bulmas-ını istiyor..

Ve…

Daha önce “ PKK, terör örgütü değil..PKK, silahlı siyasal örgüt” dediği için tepki alan ve  tutuklanarak istanbula getirilip mahkemeye çıkarılan  Baro başkanı Tahir  Elçi’nin  öldürülmesinde  şüphelerim olmuştu..Acaba..

Fakat  tv deki haberi dinleyince..PKK’nın yada başka bir örgütün suikast yaptığı ağırlık kazanıyor..

Acaba  hangi tv diye  baktım.

Termikel firmasının “a tv”si Kanal a..

Meğer  tv zaten çalışıyormuş..Gözümde gözlükle uyumuşum..

Saate baktım gece 1,5 gibi…

Rüya ile  tv de dinlediklerimin bir  ilgiis yani “devletin biz her şeyi yaptık fakat örgüt saldırıyı gerçekleştirdi” yaklaşımının   ilgiis varmıydı bilmiyorum

…………..

Dünya karışık.

Türkiye kuzey güneyden ve de içerden  karışık..

Hayır olur inşallah

 

 

29 Kasım 2015 Ahimesut/alsancak

////////////////////////////////////////////////


Yazıcıoğlu:

NATO oparasyonu mu?

 

 

Necati Çavdar

Elim hadiseden bir kaç gün önce tvler(zannederim NTV) görünmez uçak diye bilinen Avaksların Batman\'a indiğini belirtiyordu. Helikopterin düşmesinde bu uçakların etkisi olabilir mi? Bu şüphemi vefatı açıklanmadan yazdığım şiirde de belirtmiştim.

08/03/2011, 12:34

 

\'Muhsin Başkan helikoptere binmesin\'

http://dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=150268

Muhsin Yazıcıoğlu\'nun kaza yaptığı helikopterle ilgili işadamı Ahmet Demir\'in, \"Başkan o helikoptere bineceğine minibüsle gitsin daha iyi\" uyarısı yaptığı ortaya çıktı.

08/03/2011, 12:3

 

http://www.dunyabulteni.net/haber/150268/muhsin-baskan-helikoptere-binmesin

/////////////////////////////////////////////////////////////////

Yazıcıoğlu , Hırant ink ve Ertuğrul kürkçü

 

Bilal Sürgeç

2 Şubat, 10:34  · 

Psikolojik Harp

Deniz Gezmiş'in adı duyulmağa başladığında henüz 20'li yaşlarının başındaydı. Bir öğretmen olarak söylüyorum; 20 yaşında bir insan benim nazarımda hala çocuktur Fakat psikolojik Harp kurmayları onun şahsında öyle bir hava estirdiler ki sevmeyenlerin zihnine Türkiye'yi yıkacak , sevenlerin gözünde ise emperyalizmi yok edecek kahraman diye sunuldu. İkisi de değildi emperyalizm teknolojik bir güçtü bu gençlerin bugünkü yakalama gibi bir çaba ve gayretleri yoktu.

Artık kanun haline gelmiştir; yurtsever veya milliyetçi, vatansever palavraları sıkanlara bakınız bu ülke, bu millet veya insanlık için faydalı işe yarar bir katkıları var mı? Yoksa boş gürültülere hiç kulak vermeyiniz. Palavra sıkıyorlar.

Ne ihtilali sevimlidir ne darbe hepsi de kanlıdır.

Deniz Geszmiş idam edilen iki arkadaşı aristokrat zengin çocuğu olsalardı ne olaylarda sivriltilir ne de idam edilirlerdi.

Ümiitsiz toplumlara, ister sağcı ister solcu ister İslamcı mutlaka semboller sunulur kurtuluş budur denilir. Halbuki kurtulmak çabayla gayretle ilimle kalkınma ile olur.

Süleyman Demirel 12 Martta 12 Eylül'den önce MİT'ten hiç haber alamadığından yakınır. Afrika'da Angola'da neler olduğunu MİT hergün sahifeler dolusu rapor verirken Ankara'da Kızılay'da neler döndüğünü bilmezdik.

12 Mart'tan önce Deniz Gezmiş efsanesi yaratılıyor. Ancak emniyet onu yakalayamıyor. Demirel o gün Cüneyt Arcayürek'e şunları söylüyor "ODTÜ bir yuva. Deniz Gezmiş'in orada odası var. 201 numaralı oda. Üniversiteyi Deniz Gezmiş yönetiyor.

Geçen gün arkadaşlara dedim şu Deniz Gezmiş'i bulsam Ankara'ya Emniyet müdürü yapacağım. Arkadaşlarım bu sözümdeki anlamı kavrayamadılar. Oysa her işte uzmanlaşma gerekir (Cüney Arcayürek Anlatıyor s. 6)

Deniz Gezmiş Ankara'da bulunamıyor ancak askeri müdehale için ortam hazır hale gelince Sıvas'ın Gemerek ilçesinde yağmur çamur içerisnde bir tarlada yakalanıyor.

https://scontent.fesb4-2.fna.fbcdn.net/v/t1.0-0/s600x600/145052871_10158853883658006_7957996418100302710_n.jpg?_nc_cat=106&ccb=3&_nc_sid=730e14&_nc_ohc=JWAu34jH8iQAX-4DSzY&_nc_ht=scontent.fesb4-2.fna&tp=7&oh=eee328a7b3c68ed8f05bdd08b59e0f5c&oe=6061FAB1

 

https://scontent.fesb4-1.fna.fbcdn.net/v/t1.0-9/145166753_10158853883708006_7723486843145161892_n.jpg?_nc_cat=101&ccb=3&_nc_sid=730e14&_nc_ohc=JH6fIL_hycEAX_G3CLl&_nc_ht=scontent.fesb4-1.fna&oh=549321036c588f8969262e743d7bd0a7&oe=606123D2

 

 

 

 

Tevfik Karabulut

Bilinen hikayeler.Birileri ortaya kendilerince bir hedef koyar Sonra o hedefe ulaşmayı kolaylaştırıcı şartlar oluşturulur.Hedef toplum nezdinde meşrulaştırılır.Kontrollü serbestlik verilir veya bu işi yerleştirilmiş elemanlar yapar.sonra da şartlar olu…

Devamını Gör

o  

 

Bilal Sürgeç

Tevfik Karabulut

 Abi çok teşekkür ederim meseleyi çok güzel izah ettiniz abi

o  

 

Tevfik Karabulut

Bilal bey kardeşim. Estağfirullah. Hayatımız bunları hem seyrederek hem de yaşayarak geçti. Adamlar açık açık söyledi şartlar olgunlaşsın istedik diye.Olan bu milletin çocuklarına oldu.

 

 

Salih Soylemez

Aynen böyle düşünüyorum. Oyun içinde oyun. Makul yolların dışında yol yoktur.

 

 

Necdet Özgür

Bu topraklar öyle topraklar ki, yüzlerce medeniyet gelmiş geçmiş, Cumhuriyeti kuranların gözleri önünde koskoca bir imparatorluk çökmüş, parçalanmış ve yok olmuş. Bu devletin kurucuları bu yıkımın nedenlerini ve sonuçlarını gördükleri için, sürekli ola… 

Devamını Gör

 

Bilal Sürgeç

Necdet Özgür

 Üstadım Bu yazısı Facebook'ta bir yorum altı yorumu olarak kalmaması lazım Daha fazla arkadaşın okuması lazım yazıyı

Necdet Özgür

Bilal Sürgeç

 bu yazdıklarımı bizim mahallenin şövalyeleri kabul etmez, önemli değil ama gerçek bu maalesef kutsallarına saldırı kabul

 

Necati Çavdar

Ya da

Mahir Çayan feda edilip,

Her oluşumda kullanılmak üzere Ertuğrul Kürkçü;…

 

Necati Çavdar

Ve ya gündüz gözüne

Kızılayı ortasında

Mason tekkesinin tam karşısındaki BBP binası 100 kişi tarafından basılır. Ama rahmetli Muhsin beyin makamına, katına çıkmazlar.. Her yer Talan edilir ve çekip giderler de kimse yakalanıp kimsiniz, nestiyorsunuz denilmez

Bilal Sürgeç

Necati Çavdar

 abi bu ne zaman oldu ilk kez duyuyorum baskını yapanlar kimdir sağcımı solcumu

 

Necati Çavdar

Veya en korunulması gereken CUMHURİYET gazetesi bastırılır..

Korunması, gözetilmesi gereken JIRANT Dink, öldürülüp AYAĞI DELİK KAHRAMAN üretilir

Sami Gören

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idealini küçümsememek lazım.... Gençlik dönemi idealizm dönemidir, haksızlıklara tahammül edilemeyen bir dönemdir, kanların kaynadığı dönemdir, reform ve değişim istekleri dönemidir ....

Gençlik, müesses nizam ile ondan beslenen yaşlı profesyonel siyaset ve bürokrasi erbabı için tehlikedir ...

Gençlik, dağ-sol, İslamcı - kemalist, Türk-Kürt, ... denilerek kullanılır. Aslında her iki kampında hedefi ortak, kelimeleri / jargonları farklıdır: vatan - yurt, millet - ulus / halk, inkılap - devrim, ... Gençler birbirine karşı kırdırılır. 12 Eylül olur, darbeci-başı K. Evren itiraf eder: "iti ite kırdırdık"... Ve aynı oyun yıllardır tekrar eder durur.... A. Einstein der ki; "aptallık hata yapmamak değildir, aptallık hep aynı hatayı yapmak ve her defasında farklı sonuç beklemektir."

 

Bayram Ünlü

Bilal hoca bu ilginç yazıyı paylacağız ama paylaşma omadığı için yapamıyoruz paylaşmalı gönder

Bilal Sürgeç

Bayram Ünlü

 Abi paylaşıma açtım Şimdi paylaşılıyor olması lazım

Ibrahim Koc

Allah razı olsun Saygıdeğer Hocam.Müsaadenizle paylaşıyorum.Selamlar,saygılar...

 

Halil Korkmaz

Deniz Gezmiş'in Amerika-İsrail karşıtlığı

bu milletin kahir ekseriyetinin ve tüm siyasi partilerin sözde ortak görüşüdür.

Fakat şu da vardır ki, 1948'den sonra bu ülkede kimin iktidar olacağına ve iktidarın politikalarına doğrudan Amerika ve İsrail'in karar verdiği de bir gerçektir.

Şayet Deniz Gezmiş Filistinlilerle birlikte İsrail'e karşı savaşmasa, ABD elçisi Kommer'in aracını ve ABD bayrağını yakmasa, 6. Filo eylemlerine katılmasa, kati surette idam edilmez, hatta baş tacı edilirdi.

Onun, idamı Amerika ve İsrail'in bu millete verdiği bir gözdağıdır aslında.

Fakat, Gezmişlerin idamında bizi ilgilendiren asıl konu içimizdeki Amerikalıların kimler olduğunun açığa çıkmasıdır bence.

Tamam, sağcı, milliletçi, muhafazakar ve islamcılar Amerika askeri olmayı Türk askeri olamaktan daha şerefli saydıklarını, ABD askerinin yerine ölmek için Kore'ye gönüllü gidip, orada Amarika için gönüllü ölerek zaten gösterdiler ama Atatürkçüler ve CHP'liler güya Amerika karşıtıdırlar!

Oysa, Gezmişlerin idamında Kemalistler ve CHP'lilerin de en az milliyetçiler ve İslamcılar kadar Amarikalı oldukları ortaya çıktı.

Zira, Kemalist ordu, Gezmişleri idam edip, ülkemizdeki Amerika karşıtlarına gözdağı vermek için darbe yaparken, 144 CHP'li vekilden sadece 47'sinin Gezmişlerin idamına ret oyu vermesi, kurumsal olarak CHP'nin de Amerika'nın emrine amade olduğunu alenen ortaya koymuştur.

 

///////////////////////////////////////////////


Millete zulmeden

KAMALİStler, biz sizin dünyanızda değiliz..

Bu millet sabretti , direndi, dayandı ama dünyanız da olmadı.. ve MİLLETE düşman sizin dünyanız KARANLIk hem de KAPKARANLIK

 

https://www.facebook.com/ihtiyarheyetisayfasi/videos/2237407776537965/

 

https://www.facebook.com/ihtiyarheyetisayfasi/videos/2237407776537965/?t=7

//////////////////////////////

İKİ hatıra..Türkeş,Yazıcıoğu ve Edabali

 

Bilal Sürgeç

 

https://www.facebook.com/bilal.surgec?__tn__=%2CdC-R-R&eid=ARDijk4Y25LBUXxqEFfsbpuoj1xWHwaJo2SLx2V3CKLbLtShNmnWSBtXHervqoGnlUjqkMpCjjV2PsXb&hc_ref=ARS49Vsbtx6kUd5zr97NfwtiyfxhHBR29KG1-IxM5CFcvqvEYL0nknvHnT56Z13gVtY&fref=nf

 

Hasan da bizim çocuğumuz Güçlü de

Formun Üstü

17Hasan Çıplak ve 16 diğer kişi

8 Yorum

·         Muhammed Fatih

Muhammed Fatih çocuklar başka yerde çocukların sahibi....acı değil mi

Bunu gizle veya şikayet et

o    Bilal SürgeçŞu An Aktif

Bilal Sürgeç ne yapalım abi bir ev kuramadık yoksa 32 yıl önceden Hasan'la Mallatya il başkanlığımda sokak sokak karış karış çalışmıştım. Başka evlere evler kaptıysa mutlaka bizde de kusur olmuş olması lazım. Yoksa iki arkadaşımız da eski baba ocaklarına kem söz ettikleri yok. Hasan Bey'le ortak geçmişimi, inkar edersem kul hakkına girmiş olurum. Allah indinde bundan korkarım.

o    Muhammed Fatih

Muhammed Fatih Maksadım sizi yada bahsettiğiniz arkadaşları eleştirmek değil. Genel bir problemimiz. Ne yazık ki bu problemi çözemedik. Ancak YMM nin ve kurucu ağabeylerinden olan Sayın Edibali Millet Partisinin başında ve bu partide siyaset hayatına devam ediyor. bunun da bir anlamı olsa gerek...Hoca duruyor öğrenciler başka yerde...

o    Bilal SürgeçŞu An Aktif

Bilal Sürgeç Muhammed Fatih değerli ağabeyim Aykut Bey politikacı değil Sezai Karakoç gibi bir düşünce insanı onlardan günümüz politikacilarinin repliklerini bekleyemeyiz onlar yüz yıllara hitap ederler

o    Necati Çavdar

Necati Çavdar Bilal Sürgeç bey, benzer durumu Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu için "parti lideri değil..Olamaz da ..Olsa olsa gül dergahının şeyhi dir Orada yetişenler başka partilerde iş bulur,hayata katılır" şeklinde yazmıştım..Okumuş..Çağırdı görüştük..Kanatimi orada da söyledim.. "Biz parti değilkmiyiz..vs "dedi.Hukuken öylesiniz. Hakikat ve Millet nazarında değil..Siizn misyonunuz daha farklı vs dedim..Ve hali, aynel yakin ispat etti..Dedim hal bu hal..Eğer parti ve lideri olsa iidn bunu yapmaz şöyle yapardın dedim.. anlaştık..

o    Bilal SürgeçŞu An Aktif

Bilal Sürgeç Necati Çavdar abi harika bir anekdot çok güzel

o    Necati Çavdar

Necati Çavdar Bilal bey o yazı Anayurt gazetesinde yayınlandı.
.Fakat, AKP zulmü nedeniyle gazete benim 10 yıla yakın yazdığım tüm yazılarımı "sansür" etmek zorunda kaldı.. 
Elbet arşivlerde vardır.. 
Benzer bir şeyi de Rahmetli Türkeş beyin cenazesinde yaşadık ..
Hava soğuk ama katılım kalabalık..
Kocatepeden alınan naaş Geenlkurmay'ın önünden geçerken halk; sanki bir yere mesaj için olanca gücüyle hançeresinden Allahü Ekber, nidasını çıkarıyor..
Bir genç dedi ki;
"ağbi madem bu kadar kalabalığız..Niye, iktidar olamıyoruz. Halk oy vermiyor..Şu manzara sandığa yansımıyor..
Dedim ki buralar okuldur. Düşünce üretim ve ona göre şekillenme yerleridir. Buralarda yetişirsiniz başka yerlerde iş bulursunuz..Bu insanların vazifesi yetiştirmek.yoksa iktidar etmek değil..
İktidar olmak için saf düşünce yetmez..
Herkesin kendi rengini taşıdığı ya da renginin seçilmediği fakat hissesi oranında da pay alacağı, dağıtılacağı 
Bulanıklık gerek..”

//////////////////////////////////////////////////

 

https://scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net/v/t1.0-1/p50x50/21150203_1728432497466451_1361204736451312502_n.jpg?_nc_cat=0&oh=a442778217552b84126334fc1989558c&oe=5B2DAD6B

Ali Koç

25 Mart 2016, 20:09 · 

Bu yazı sevgili kardeşim Necati Çavdar emeği ile gerçekleşti aziz vatanımın aziz delikanlısının acizce planlanmış sonunu hiç bir zaman unutmayacağız.günülden umutsuzca sevgiler seninle olsun.

Otomatik alternatif metin yok.

 

Top of Form

2 Yorum

2 Paylaşım

13Sen, Mustafa Tunç, Süleyman Bülbül ve 10 diğer kişi

Yorumlar

Necati Çavdar

Necati Çavdar Eyvallah, teşekürler

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 1y

Necati Çavdar

Necati Çavdar Eyvallah.. Es SELAM......

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 52h

Bottom of Form

 

/////////////////////////////

https://scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net/v/t1.0-1/p50x50/26815503_10156107041687700_1984715729028563151_n.jpg?_nc_cat=0&oh=bf05bc3138562d7b4cdfc281952e07d0&oe=5B38A70C

 

Necati Çavdar kendi fotoğrafını paylaştı.

25 Mart 2016, 17:44 · 

Şehadetinin 7. sene-i Devriyesi vesilesiyle
Rabbim cümle şehitlerimizin, tüm rahmete kavuşan Gazilerimizin, ebedi aleme göçen tüm müninlerin makamlarını ali eylesin.. 
Kalan Gaizlerimize ve tüm iman sahiplerine sağlık afiyet ve iki cihan saadeti nasip eylesin

SOSUZLUK YOLCUSU, PEYGAMBER ÇİÇEĞİ... MUHSİN ...
peygambercicegi.blogspot.com/





 

Necati ÇavdarCoşkun Arslan ve Muhsin Yazıcıoğlu ile birlikte.

24 Aralık 2015, 02:53 · 

Peygamber, Çiçeği..Millet, gülü Şiiri - Necati Çavdar
www.antoloji.com › Şiir ›

MUHSİN YAZICIOĞLU..... PEYGAMBER; Çiçeği.. MİLLET ...
necaticavdar.blogspot.com...

Devamını Gör

Top of Form

5 Yorum

82Affan Güngör, Ayse Köylü ve 80 diğer kişi

Yorumlar

Affan Güngör

Affan Güngör Nur içinde yatsın!..

1

 

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 1y

Salih Demiryürek

Salih Demiryürek Allah rahmet eylesin makamı cennet olsun

1

 

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 1y

Adnan Elver

Adnan Elver ALLAH RAHMET EYLESİN

1

 

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 1y

TC Mustafa Zor

TC Mustafa Zor Allah rahmet eylesin.

2

 

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 1y

Şükrü Kaya Yaren Derman

Şükrü Kaya Yaren Derman TÜRKİYE İÇİN BİR DEĞERDİ.**

1

 

Yönet

Beğen

 · Yanıtla · 1y

Bottom of Form

https://scontent-frt3-2.xx.fbcdn.net/v/t1.0-0/p370x247/17499508_10155197890877700_906195427045488879_n.jpg?_nc_cat=0&oh=56c7f019121f34121524e34ec89c1986&oe=5B2B8579


///////////////////////////////////////